20 gündür aynı kitap, yuh!



kitap okuma performansı açısından berbat günler geçiriyorum. diziler mahfetti beni, flashforward, dexter derken aynı kitap çantamın içinde 20 gündür geziyor. tamam, "üç günde bir kitap bitiren kitap kurduydum, vah bana" demiyorum ama bu kadar sürünmüyordu yahu! gerçi kitap da ilerlemiyor kardeşim. "varoluş sancıları içinde new yorklu bir yahudi entellektüelin dramı" şeklinde özetleyebileceğim (yok woody allen diyil ama bence allen kesin esinlenmiş, bir sürü eski karısı da var kahramanımızın) romanın adı "herzog", saul bellow yazmış.


arka kapaktaki "Madame Bovary'i Charles'ın ya da Anna Karenina'yı Karenin'in bakış açısından anlatma hevesine kapılan biri, Herzog'da bunun kusursuz bir sekilde gerceklestiğini görecektir" cümlesinden etkilenerek almıştım. güzel bölümler var ama çok da beklediğim gibi cıkmadı, bi de yer yer tuhaf çevrilmiş cümleler var, "kırmızı çiçek açmış kavaklar" diyo mesela, ya da bornoz yerine yağmurluk vs. onlara da takılıyorum.

neyse kitap bitsin de öyle yazayım.

iyi hafta sonları...

ha bi de kapağında, edward hopper'ın yukarıdaki resmi var, ona da tav olmuş olabilirim :)

9 yorum:

aslı hayvanı dedi ki...

ama bu sezon dexter ne şükelaydı di mi? ansiklopediler feda olsun ona :)

kitap sürünmesi de kesin kitapla ilgili. şebnem işigüzel'in resmigeçit'i ööle süründü bende. 'tamam bittim ben artık herhalde' derken bu hafta üç kitap okudum onun üstüne. bazı kitap yürümüyor, yabancıların çoğu da çevirinin kötülüğü yüzünden yürümüyor.

neo dedi ki...

yav ne diyorsun, dexter hakkaten bu sezon aştı kendini. simdi izleyen var izleyemeyen var, ipucu vermeyeyim ama o nasıl sezon finaliydi, rita mita. apışıp kaldık valla!

nicedir şebnem işigüzel okumadıydım, kayıp değil demek ki.

çeviri önemli bizim işte lakin, koca koca saygın yayınevleri bile çuvallıyorlar.

Sndrfknella dedi ki...

Kötü çeviri insanı hayata küstürür resmen!!!

Yalnız o değ de, bu kitapların editörleri ne iş yaparlar? Bu hataların gözden kaçmasına nasıl razı olurlar onu anamak zor işte...

Sevgiler :)

Sndrfknella dedi ki...

Kötü çeviri insanı hayata küstürür resmen!!!

Yalnız o değ de, bu kitapların editörleri ne iş yaparlar? Bu hataların gözden kaçmasına nasıl razı olurlar onu anamak zor işte...

Sevgiler :)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Neocum,
Yahu ben İngiliz centilmeni hakkında yazamadan bir de baktım ki, kitap okumayı sündürme bunalımı konusuna geçmişiz.
Süratinize bayılıyorum, onu şeydeyim dedim.
:))

şule dedi ki...

bende temelkuran'in mus seslerinde takildim kaldim. araya baska kitaplar dergiler aldim ama o elimde surunuyor ne yazik ki :(
resmigecit'i ben begenmistim bu arada. dili hosuma gitmisti. anlattiklari da...

neo dedi ki...

sndrfknella,

valla bu okuduğum kitapta tuhaf yerleri işaretledim, üşenmezsem oturup yazıcam iletişim yayınlarına. tamam tashihsiz kitap olmuyor, onu gördük de çeviriye biraz dikkat edilebilir yahu!

sevgiler

...

ekmekci kız,

aman efendim, asıl sizin hızınıza yetismek ne mümkün :) ben öyle arada bir hızlanır gibi oluyorum. ingiliz centilmeni dün balkona cıktı, kara alışık bir hali var, hiç ayaklarım dondu hareketleri yapmadan dolaştı, kar tanelerinin düşüşünü izledi. hadi gir artık deyince girdi. afyon'dan geldi bizimki, soğuğa alışık zaar :)

...

şule,

ay sorma, muz sesleri yüzünden bir arkadaşla atıştık biz de, dedim ne acayip isim o öyle, bi de herseyi kendine yontmasına da hastayım, "ay muzlar ses çıkarıyo ama beyrutta kimse fark etmiyo, bi ben biliyorum" demesine kıl oldum deyince, sen de bi sey begenmiyosun diye kızdı bana. tamam haklı biraz, kitapları zor begenmek gibi bir kusurum var bir süredir ama nedir bu kardesim, düsünsene yabancının biri istanbulu yazıyor, güya bizim hiç bilmedigimiz bi seyini bulup cıkarıyo, sonra da "hehe sizin haberiniz yok, bir ben biliyom" diye kafamıza kakıyor. gıcık bi durum işte bu gıcık!
ha kitabı henüz okumadım o ayrı :)

Adsız dedi ki...

Kavaklar ilkbaharda yapraklarını ilk önce kırmızı renkte açarlar, onu mu demek istemiş yazar acep???

Yaprak ama çiçek değil tabi ki.:))

neo dedi ki...

adsız,

kitap yanımda değil, cümleyi tam hatırlamıyorum ama bakayım, belki yaprak diyordur.