tatil can (mı) dır?


- neo neden bu yaz tatilden son derece karışık hislerle dolup taşarak döndü? zati giderken de pek hevesi yoktu ama akdeniz'in serin sularında (büyük yalan, yani sabahın köründe girmiyosan bildiğin ılık limonata kıvamı, ahh nerde o bozcada'nın soğuktan takırdatan denizi) seyreden bir teknede beş gün geçiren neo neler yaşadı, neler gördü? 

- emekli subay kaptanın esaretinde geçen günlerde "ay tekneye kırıntı dökmiyim kaptan kızar" stresiyle sivilce çıkaran, "ay duş yapmayayım da kaptandan azar işitmeyeyim" diye tuzlu tuzlu salamura kıvamında akşamı eden neolitik hanım'ın maceraları...

- yolculuk öncesi "tekneye ne götürülür, ne götürülmez" listelerinin içinden çıkamayıp, önce alakasız şeyleri (iki cins şampuan, saçı keçe gibi olmasın diye binbir çeşit saç kremi, şık bir elbise, zilyon tane tişört vs) bavula dolduran, sonra da "ay çok oldu galiba" deyip hepsini çıkartan neo'nun isabetli kararı...

- "karayelden 3 ila 5, keşişlemeden 7 ila 9 şiddetinde (rakamlar atmasyon tabiy) rüzgara" yakalanan teknede nasıl hayatta kalınır? koca buzdolabını bile yerinden oynatan rüzgarda, fındık kabuğu misali sallanan teknede (ki küçük de değildir, 17 metro) mide bulantısını geçirmek için yemyeşil bir suratla sürekli ufka bakarken insanın aklından neler geçer? "hay bu teknede tatili icat edenin.." minvalinde cümleler kuran, "marmarise dönelim toprağı öpücem" diye nedamet getiren neo'dan altın değerinde mavi yolculuk tüyoları...

- "ziyan olur, bitiremeyiz" diye eve büyük karpuz bile alamayan neo'nun, "11 kişi x 5 gün" ne yenir-ne içilir alışverişinin içinden çıkma macerası... "efenim günde bi yumurta yense, ama her gün de yenmez, gün aşırı desek, peki ya makarna, on öğün var, o zaman on paket alalım, ama her öğün yemiycez ki, patatesi bi çuval mı alsak, ya su? adam başı günde 1.5 litreden" diye sayıklarken marmaris tansaş'ın koridorlarında küçük çaplı bir sinir krizi geçiren neo'ya yolculuğun 4. günü "e neo hanım, bulgur almamışınız?" diye soran kaptan'a neo'nun tepkisi... 

- son derece uyumlu, neşeli, eğlenceli, aslında bi sürü şikayet edilecek şey varken "gık" demeyen "munis" ekibin, bir ara karaya çıktıkları söğüt'te "nasılsa kaptandan uzağız hohoyt" diyerek dedikodu canavarına dönüşmesi... 

- kaptan'a "bi zamanlar kaptan onedın dizisi vardı trt'de bilir misiniz? bööle upuzun favorileri vardı, hastasıydık eheh" diye şirinlik yapmaya çalışan neolitik hanım'ın, "nasılll?" diye yarı höykürü-yarı azar tonundan cevabıyla püskürtülüşü... 

- canım hep mi negatif şeyler? tabiy ki hayır, teknede açık havada sekiz arkadaş yıldızlara bakarak uyumak, daha doğrusu kikirdemekten bir türlü uykuya dalamamak, neşeyle hep birlikte yenen yemekler, karaya çıkılan ıssız bir koyda yakılan devasa ateşe bakıp büyülenmek, yiğit özgür karikatür albümünü neredeyse ezberlemek ama yine de her okuyuşta hep beraber gülmek, bir sürü olumsuz şeye rağmen o beş günü neşeyle hatırlamak... 

ayrıntılar ve fotoğraflar için yine uğrayınız e mi?

9 yorum:

aslı hayvanı dedi ki...

emekli subay ne fena yarabbim :D

ancak yine şanslısın neocuğum, munis bir ekiple mavi tura çıktığın için. nice kırk yıllık dostların mavi tur sonunda birbirlerini falçatayla doğramasına şahit olunmuştur netekim.

şule dedi ki...

çok imrendim...ne güzel yapmışsınız. detayları merakla beklemekteyiz efendim :)

elektra dedi ki...

tamam, uğrarız. çok bekler miyiz pekiy?:) hoşgeldin:)

nalan dedi ki...

emekli subay kısmı sıkıcı ama bir de güvenliği hiç önemsemeyen, temizlik desen aman o ne diyecek bir ekip olaydı.
! aman mazallah.
bir de dalış için yapılan mavi turlar varmış. bakalım kısmet.
:)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Uğradım!
:))
Hoşgeldin Neocan.
:)

neo dedi ki...

aslı h,

benim babam da emekli astsubay, şeker gibi adamdır, arkadaşları da öyle, subay olununca illa ki "disiplinli, nemrut v." klişesini haklı çıkarmak gerekmiyor diye düşündüm bizim kaptanı görünce...

valla ekip süperdi, başka arkadaşlara mavi tur'dan bahsedince bir sürü hikaye dinledim. meğer mavi tur'un olayı oymuş, kavga edenler, dönüşte ayrılmalara/boşanmalara karar verenler, biz hasarsız atlattık, hatta daha da yakınlaştık diyebilirim. thanks to the captain diyorum :)

...

şule,

detayları bu akşam yazarım diyordum, iş dönüşü koltukta uyuyakalmışım. yarın yazayım inşallah. tekneyle tatili ben de merak ederdim hep, süper hastası oldum diyemem ama denemek lazım.

...

elektra,

hoşbulduk. gündüzleri bir türlü vakit bulamadım, bu gece de uykunun esiri oldum :) hafta bitmeden yazıcam, söz.

...

nalan,

doğru diyosun, aksiliği huysuzluğuna laf ediyorum ama allah için güvenliği çok önemseyen biriydi kaptan. hiyjen vs konularında da hassastı, ona da bir şey diyemem.

aman, aman, dalış hiiç bana göre diyil, bana deniz yatağı olsun, fazla açılmadan yüzeyim, arada şnorkelle şöyle bir bakayım yeter. girerim, yüzerim vs ama korkarım ben denizden. kendimi hiç güvende hissedemem.
...

ekmekçi kız,

hoşbulduk :) senin de gözün aydın, kuzular gelmişler sonunda.

emili dedi ki...

Biri Bozcaada mı dedi :)) Daha yeni geldim oralardan,buz gibi ama enfes denizden çıktımda geldim.Yok böyle güzel deniz arkadaş :)

aslı hayvanı dedi ki...

hay allah çam devirmişiz :D

neo dedi ki...

Emili,
Bozcaadaya 2005'te gitmis, cok begenmistim. Bu firsat olsa da tekrar gitsem keske.
.....

Asli h,
Askolsun, ne cam devirmesi yahu, ben dedim zati basta kaptan subaydi, huysuzdu diye. Bazilari biraz asabi oluyo iste :)