yakında...


gün dönecek, ışık değişecek, gökyüzü tatlı ve keskin bir mavi tona bürünecek, serin rüzgarlar içimizi ürpertmeye başlayacak, sabahları evden çıkarken son anda bir hırka atılacak çantaya, sevdiğimiz yazarların yeni kitapları çıkacak, kırtasiyelere çeşit çeşit kalemler gelecek, bir akşam eve dönüşte yeni ikea kataloğu bırakılmış olacak kapıya, parmak arası terlikler yerlerini çorapla giyilecek ayakkabılara bırakacak, güneş kremleri yazı son bir kez hatırlamak için koklanıp banyo dolabının derinliklerine itilecek, "şööyle sıcak bir çay içmek" yeniden manalı hale gelecek, yağmurun serinletici de olabildiğini görüp şaşıracağız hep birlikte...

biraz daha dayanalım, pikeyle üşüyeceğimiz akşamlar yakındır dostlarım! 

nem yok, nem yok! :) 

10 yorum:

blogların efendisi dedi ki...

günün en umut veren blogu :)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Sıcaktan ve nemden beynim karıncalandığı için bu kadar ayrıntılı tanımlayamazdım, ama, buna benzer şeyler aklımdan geçiyordu bugün.
Ek olarak diyebilirim ki, ben Ağustos'un Eylül'e dönme ihtimalini seviyorum.
:))

neo dedi ki...

blogların efendisi,

kendi kendime "sıcak, çok sıcak" deyip durdukça, karşılaştığım herkes de koroya katılınca dur dedim, sıcak deyip durmak harareti artırıyor sadece, birazıcık ileriye bakalım da, umutlanalım :)

...

ekmekçi kız,

işte nem demek ki benzer duygular uyandırıyor bizim bünyelerde. yine hiç esmiyor, tülbent ıslatıp kah omuzlarıma, kah katlayıp alnıma koyarak anlık serinlemeler yaşamaya çalışıyorum, işe yarıyor, tavsiye ederim. sıcaktan elektronik aletler de sapıttı, laptop elektrikli süpürge gibi ses çıkarır, ipod minik bir soba gibi ısıtır oldu. şu dakka itibariyla digiturk'ün de sinyali gidip geliyor. gel eylül geel! :)

Yeşim Özdemir dedi ki...

Antalya'da yaşadığım ve yapış yapış olmaktan nefret ettiğim için yazdıklarınız sonbahara olan özlemimi bir kat daha arttırdı. Yağmuru izleyerek çay içip ısınmayı özledim. Serin günlerde tekrar karşılaşmak üzere hoşçakalın...

karga'nın günü dedi ki...

Ben anladım onu! Yazı sevmiyorum ben! Sonbaharın deli rüzgarlarını, kışın soğunu yirim! Ah ah nerdesiniz ey soğuklar!?

Lilium Bosniacum dedi ki...

ölme eşşeğim ölme diyecem de ayıp olacak:) geçen gün tvde kar vardı..bakıp bakıp serinledik :)) öyle çabuk geçecek ki sıcaklar, bu sefer rüzgardan bıkacaz... insanoğlu işte :))

nalan dedi ki...

buna bertuğ cemil'den "yağmur" da iyi gider.
aman diyorum çabuk gelsin dediklerin.
nem yok, nem yok :)

neo dedi ki...

ben,

geçtiğimiz yıllarda bir temmuz ayında kemer'e birkaç günlüğüne geldiğimde antalya'nın sıcaklığı ve nemi hakkında bir fikrim olmuştu :) valla biz istanbul olarak şu ara sizinle rekabet edecek kıvama gelmiş durumdayız. birkaç gün sürer geçer diye ummuştuk ama yok, yerleşti mübarek. serin günlerde beklerim ben de. hem o zaman yazacak takatim ve mevzularım da olur belki.

...

gamlı baykuş,

aynen. ben zaten son birkaç yıldır diyordum bunu kendi kendime, "yaz hikaye, kış iyidir kış.." diye.

...

lillium,

diyebilirsin hiiç ayıp olmaz :) takvime bakınca gayet yakın görünüyor eylül mesela ama, "yüksek nem 22 ağustos'a kadar sürecekmiş" denilince "nea!"diye haykırasım geliyor.

...

nalan,

yağmur da yağıyor aslında ama ılık ılık, sonrasında da feci bir nem yine üzerimizde. harbi, serin, üşüten yağmuru özlüyoruz.

dediğim gibi yakında, yakında...

gülçin dedi ki...

di mi, di mi...

neo dedi ki...

yazım ses getirdi, buyrun bakın:

İstanbul’a ferahlatan haber":
"Aşırı sıcak ve yüksek nemin bunalttığı İstanbul'da sıcaklık Cuma gününden itibaren kuvvetli rüzgarın etkisiyle 5 derece düşecek."

bu da haberin linki:
http://www.ntvmsnbc.com/id/25123333/

neolitik
the gökhan abur :)