proceler


biliyosunuz procesi olmayanı dövüyorlar artık. ya da bizim camiada öyle (hastasıyım bu lafın). belgesel procesi olsun, roman procesi olsun hep iddialı birtakım başlıklar çalınıyor kulağıma. halbusi ben neolitik hanım olarak böyle kendi halinde, çıtıpıtı, minnak (bu ne demekse?), martha stewart tadında işler peşindeyim. şu nefis yarı güneşli-yarı bulutlu ekim günlerinin verdiği ilhamla önümüzdeki haftalarda yapmayı planladıklarımı sizlerle paylaşmak isterim, belki sizi de bi şeylere başlamaya kışkırtır.

kanaviçe olayı: havalar giderek soğuyacak ve evde geçirdiğimiz zamanlar artacak, işte o zamanlar için şahane bir fikir: kanaviçeyle en üstteki resimdeki gibi hayvan figürleri işlemek. çocuklu arkadaşa güzel bir hediye olabilir ya da zebze-meyve versiyonları yapılarak mutfak duvarlarına sıcak bir hava katılabilir.


tığ işi battaniye örmek: bu sene kararlıyım, hani şöyle renk renk karelerden şal, battaniye yastık falan yapılıyor ya (ingilizcesi "granny squares"miş, ninemin kareleri :) o motifi yapmayı öğreneceğim ve işe yastıkla başlayıp battaniyeye kadar büyütmeye kararlıyım. bakalım. 


kurabiye işi: iş diye yazınca kurabiye ticaretine başlıyorum gibi algılanmasın, artık daha sık kurabiye, kek vs yapıp ara öğünlerde atıştırdığım diyet bisküvilere bi son vereyim, yiyeceksem kendi yaptığım az şekerli (hatta şekersiz, bol meyve kurusu desteğiyle) kurabiyelerden yiyeyim diyorum. tatlandırıcılı ürünlerle ilgili bir sürü olumsuz şey duyuyorum, en son okuduğum haberde karaciğeri yorduğu yazıyordu! iki haftada bir yapıp teneke kutuya atsam, idare eder beni. 


evde yemek bilhassa çorba yapmak, daha çok çorba çeşidi öğrenmek: dışardan yemek yemekten pek hoşlanmıyorum. vakitsizlikten, üşengeçlikten bu ara çok sık dışardan yemek söyler olduk, ona da bir son demenin zamanı geldi. yalnız döndür döndür hep aynı çorbaları pişiriyorum, ha nefis oluyor o ayrı ;) kırmızı mercimek, bol domates rendeli tel şehriye, erişteli yeşil mercimek. biraz çeşide girmek lazım, kereviz sapları var mesela, onlarla bi deneme yapayım diyorum. 


not: aslında "sinir olduklarım" diye bi liste yapıcaktım, ama evde bir gün izin yapıp kendimi kurabiyeye, yemek yapmaya, kanaviçeye verince bu domestik yazı çıktı, nasıl oldu ben de anlamadım :)

12 yorum:

nalan dedi ki...

şu ninem işi battaniye fikri-pardon procesi güzel. önce yastıkla başlamak daha da akıllıca. kutluyor ve çalıyorum fikri.
ben de domates çorbası hastasıyım.sütün üzerinden ayırdığım kremayı saklıyorum, gerçek domates rendesi buzluktan çıkıyor, sonra damak çatlatan domates çorbası oluyor. havalar soğuyunca pek güzel oluyor bu çorba işi.

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ev hali seni yumuşatmış, sinirin minirin kalmamış Neocan. :))

Efendim gelelim sorunuzun yanıtına:
"minnak" ne demek? (Soru bu, yani!)
Cevap ise, "miniminnacık"ın kısaltması olarak kullanılmaktadır bu sözcüğümüz, diyorum.

Doğru mu?
;)

serpil dedi ki...

Benim de ideallerim arasında böyle bir battaniye var, şal yoktu senin yazıdan sonra onu da idealler listesine ekledim.
Bi de tarhana yapsana içine de beyaz peynir rendele ama.
Sinir olduklarını da yaz çok seviyorum o yazıları, hani Aslı da yazıyor ya "tiskindiklerim" diye, bayılıyorum.

Talisman dedi ki...

Sevgili Neolitik,
Ben kanaviçe procesine girmek istiyorum. Ya çok istiyorum hatta. Ama hiç bilgim yok, nerden başlıycam? Nerden alcam?
Yardım et banaa. Noolur.

gülçin dedi ki...

ben de baykuşa bayıldım Neo ya. şöyle akşam vakitlerinde, dizlerimin üzerinde bir battaniye, elimde gergefe gerili kanaviçem, gözlüklerim burnumun ucuna kadar inmiş bir halde baykuş motifi işleyesim geldi. valla. bildiğin hazır kanaviçe modeli satan yer var mı -derken aklıma pangaltı'daki bir dükkan geldi, tam otobüs durağının arkasında, ama artık oralara gidemiyorum ben-?

bu arada nefis çorba kitapları var, haberin olsun. ben dumanı tüten Çorbalar kitabından arada bir tarifi yapıyorum, çok güzel oluyor gerçekten.

sevgiler.

neo dedi ki...

nalan,

dün üç renk (mor, eflatun ve nefti yeşil) ip aldım, pek fazla kalın olmayan (tığla örünce kaba duruyor kalın ip) ve de satıcının "tüylenmez" vaadine güvenerek, bakalım. dün salı diye başlamadım, malum "salı sallanır" :) yünler, örgüler, batıl inançlar tam "ninem işi blog" oldu burası eheh

domates çorbasını bi türlü benimseyemedim, salçayla yapmak tuhaf geliyor, e kışın da nerden bulayım iyi domatesi? en iyisi senin gibi rendeleyip buzluğa atmak.

***

ekmekçi kız,

tam dediğin gibi oldu valla. haftasonu hep bi harala güreleyle geçiyor, evin tadı çıkarılamıyordu.

hmm minnak açıklaman mantıklı göründü, öyle herhalde :)

***

serpil,

hah tarhana! iyi hatırlattın, evde de var üstelik, dur ben onu görünür bi yere çıkarayım. peynirle nefis olur, yanına da turşu!

sinir olduklarımı da yazıciim, endişe buyurmayınız, liste biraz kabarsın hele.

***

talisman,

dur ben sana evdeki kanaviçe malzemelerini bir toparlayıp, detaylı yazayım. benim malzemeleri beşiktaş'ta bir pasajdan almıştım, kanaviçe kumaşı (beyaz, krem rengi oluyor genelde, başka renkler de var tabiy), iğne ve muhtelif renkte iplikler gerekiyor. iyice havaya gireyim dersen kumaşı germek için kasnak (gergef de deniyor) al, böyle jane austen karakterleri gibi olursun ehehe.

bir de hazır desenli, iplikleri falan da içinde olan paketler satılıyor, almanya'dan almıştım ben, şu flickr'a fotoğraflarını koyduklarım onlar. http://www.flickr.com/photos/21753746@N06/4924817028/
burdakiler nasıl bilmiyorum, teyzen mi denemişti, bir ara bahsetmişti sanki? ben desenleri genelde internetten buluyorum (etsy sağolsun), mesela şu resimdeki baykuşun resmi büyük epeyce, kareleri sayılabiliyor, ona bakarak işlerim diyorum.

***

gülçin,

benim malzemeleri aldığım beşiktaş'taki pasajda hazır model de vardı, pasajın adınını hatırlamıyorum ama balıkpazarının ordan giriliyordu, bir bak yolun düşerse.

dumanı tüten çorbaları not ettim, en kısa zamanda temin edeyim.

Adsız dedi ki...

aaa, benim burda uzuuun bi yorumum vardi, noldu ki ona?

Passive Apathetic

neo dedi ki...

passiveciğim, nedense uzun yorumun çıkmamış sayfada, bu ara blogger bi enteresan zaten, neyse ben kopyalıyorum buraya:

Passive Apathetic: Istedigim gibi bi canta bulamayinca, iki senedir kendi cantalarimi kendim dikiyorum. Annemin her defasinda ici aciyor `evladim bundan ne guzel ceket olurmus, cantaya kiyilir mi bu kumas..` Maalesef dikis makinam yok ama, yuksuk kullanmayi da sevmiyorum, ellerim delik desik o yuzden.

Illa onaylanip takdir edilmesi gereken bir sevgi arsiziyim ya, ilk seferinde kumasi alip gece cantayi diktigimin ertesi gunu kumascima gittim tekrar, cantami gosteriyorum. Zavalli kumasci amca uygun sesleri cikartti, `aman da ne guzel olmus, afferim kizim` vs. Basinin arkasindaki o tam ulasamadi yer oksanmis kedi mayismistim ki, tezgaha yasli bir teyze yaklasti, soyle bir bakti cantaya, `eh` dedi, `kendi capinda guzel tabiiy` Yarin bir gun bir cantaci acarsam bayan hippo gibi, bilin ki o teyzeye hirsimdandir.

Bu procelerin hepsi birbirinden guzel. Ayri ayri ve toptan kopye edesi geliyor insanin. Hele corba ve kanavice proceleri :))

Talisim, bircok alternafi var etaminin. ilk defa baslayacaksan ufak bir seylerden basla, kucuk setler var onlardan alip yapabilirsin. Sonrasinda internetten, kanavica dergisinden falan model begenip kanavice malzemeleri satan bir tuhafiyeden gerekli malzemeleri tedarik edebilirsin. Sen sayfayi gosteriyorsun, bundan istiyorum diye, onlar herseyi onune koyuyorlar zaten. Kadikoy'de Bahariye'ye cikarken sagdaki sokaklardan birinde Goblenci var, oradan da alabilirsin. Ben bu sitenin indiriminden aliyorum genellikle setlerimi, daha ucuza geliyor. http://www.sewandso.co.uk/

Ne zamandir blog ziyareti yapmamistim, sizin blogda da cok rahat ediyor insan, kendi evi gibi yayiliyor, cenem dustu iyice. Kusura bakmayin Neolitik Hanimcigim. :))

Sevgiler.

neo dedi ki...

ne iyi ettin de geldin passiveciğim, ben de çanta dikmeye heveslenirim hep ama elde dikersem sağlam olmaz diye düşünüp vazgeçerim, halbusi neden olmasın?

senin o setleri aldığın siteye bakıyorum bazen, geçen çok güzel bi doll house seti gördüm, çok renk var tabiy, detay detay, uğraştırır ama şahane görünüyordu!

her zaman beklerim efenim, ne zaman isterseniz gelin, istediğiniz kadar yazın, "mi casa su casa ;)"

Talisman dedi ki...

Ay ne güzel, Passive im de gelmiş.
Evet evet bu işe kesin başlıyorum, kendime model de buldum. Bence bana uyar:

http://www.etsy.com/listing/37112091/shut-the-fuck-up-cross-stitch?ref=cat2_gallery_18

Bunu böyle kasnak elinde cici cici işleyen bir hanımefendi getirin gözünüzün önüne, sonra da yaptığına bakın. :) Bence hoş.

Teşekkürler. :)

Oya Kayacan dedi ki...

Kurban olduğumun kışı ;) Nasıl da insanın elini ayağını sokaklardan çekip eve bağlıyor. Proce baabında nasıl da bir yaratıcılık basıyor hepimizi! Hadi bakalım yap görelim şunları... Sevgiler Neo.

neo dedi ki...

talisman,

ne güzel oldu bu proceler buluşması, herkes geldi! model de süpermiş bu arada :) ben de baykuşa başlıycam bu hafta sonu, tığ işi modelini bi türlü beceremedim, birinin göstermesi lazım.

...

oya,

ya ya, nasıl da birden bastırdı kış! tığ işi modele başlayayım dedim ama olmadı, lakin vazgeçmiş değilim, bilen birilerinden öğrenicem inşallah.

sevgiler.