kafam dağınık bugünlerde.. güneş açınca camların ve tüllerin kıştan kalma kiri iyice gözüme battı, dur dedim yıkayayım şunu, tülü çıkardım, bi güzel makineye koydum, kısa programda yıkadım, yerine asarken bi baktım, aa tül iki parçaymış! nasıl unutur insan böyle bi şeyi, tuhaf! Hadi temiz tülü çıkardım, kirli diğer parçayı da, temizi tekrar astım, diğeri de kısa sürede yıkandı onu da taktım. camları sildim, mutfak camının önündeki çiçekleri düzenledim, balkabağı çorbası ve taze sarımsaklı buğday salatası yaptım. bi ara nükleer karşıtı platformun gösterisi için taksim’e çıktım, ofisten bir arkadaşıma rastladım, kalabalık olmamasına canımız sıkılarak beraber yürüdük, galatasaray’daki yapı kredi kitapçısına girdim, sadık hidayet’in kitaplarına baktım, -hiç okumadım bu arada, güzel mi?- yürüyerek tophane’ye indim, beşiktaş’a gidecektim ama kalabalık ve güneş vazgeçirdi, tramvayla kabataş’a gittim, motor iskelesinin ordaki köfteci aklıma geldi, acıkmıştım da, gidip denize bakan taburelerden birine oturdum, tazecik ekmek ve köfteyi ayranla yedim, radikal okudum, denize baktım. köfte bitince “çay ister misiniz?” diye sordu yan taraftaki çaycı, “olur” dedim, çok güzel demlenmiş bir çaydı, belli belirsiz bir karanfil kokusu… eve döndüm, iki saat uyudum, bilgisayarda bitirmem gereken bir iş var ama bi türlü başlayamıyorum. bi dağınıklık, bi odaksızlık, pusula döndü, döndü, döndü ve eski yerini bulamadı sanki, bi tuhaf…
5 yorum:
bahar işte :)
ben de dün 9'da evden çıktım. 4'e kadar gezdim. bu aktivitenin sonrasında gece 11 saat uyudum ama hala kendime gelebilmiş değilim. böyle yorgunluk görmedim.
çuhalar süper! tam bahar çiçeği. gerçi o aşırı renkleri bende doğal olmayan bir çiçek izlenimi uyandırır ama olsuuun, seviyorum.
kadın olmanın şeysi galiba, baharda kirli camları farkedip, ona dayanamamak. hormonlarımız baharda temizlik, temizlik diye salgılanıyor. biraz daha ısınması lazım havanın benim cam silme işine başlamam için. bir de bu evde çok cam var. dün tüm kış balıklara yem vermek dışında girmediğim salonu temizledim ama. hoş oldu. akvaryumun camını da sildim. balıklar pek neşeli.
o odak kayması bende de var, neo. ne iyi film, ne dandik dizi izlemek ne kitap okumak ekseni yerine oturtmaya yetmiyor. istediğim ne anlamak için, sarhoş oluyorum mesela. o şuursuz sarhoş düşünceler arasından ne istediğimi bulup çıkarayım, diye. yok. sanki yapmam gereken bir şey var da onu unutmuşum gibi, ne yaparsam yapayım bir hayır, bu değildi yapman gereken, duygusu. kuruyemiş, meyve tabağı hazırlayıp yatağa uzanıp, kitabı elime tutuşturuyorum mesela, en sevdiğim hal işte. ı-ıh. belki gerçekten de önce şu camları silmeliyim:)
böyle de olsa, bahar geldi mi? geldi! ne konuşup duruyoruz o halde! çığlık atalım: bahar geldi!!! yaşasın!!!
:p
öpücükler, sevgiler.
aslı havyanı,
bahardan diyosun? açık hava çarptı sanırım, ivit :)
...
peri,
güzeller diy mi? bana doğal diyillermiş gibi gelmiyor.
ben de bütün evin camlarını silemedim zaten, salon ve mutfağınkileri hallettim şimdilik.
odaksızlık meselesi bende hep var sanırım, bazen iyice su yüzüne çıkıyor, bazen derinlere itiliyor. dikkatimi dağıtacak bir şeyler varsa etrafta pusula vazifesini görüyor, yoksa bi afallıyorum.
cam silmek iyi geliyor evet :)
valla bana bahar geldi, trençkotumu giydim, converslerimi de :)
öpücüyorum.
"Bir dağınıklık, bir odaksızlık mı" dedi birisi? Ve o birisi, bunca işi yaptıktan sonra mı diyor bu lafları? Yok dostum yok, kabul edemem bunu:p
Neo, onca iş yapmışsın, üzerine dışarı çıkıp dünyayı dolaşmışsın, "bravo!" dışında bir şey denemez sana. Müthişsin, bir de bilgisayarda bitirmen gereken işi yapsaydın, "insaf, yeter" derdim:)
Her şey normale dönecek, pusula yerini bulacak canım. Bahar havası bu, hepimizi etkiliyor:)
Sevgiler.
justine,
işte onca işi, dolaşmayı felan odaksız pusula misali dönmeyeyim diye yapıyorum sanırım :) bilgisayardaki işi bitiremedim vaktinde bak, sabaha kaldı.
evet evet, herşey normale dönsün, ama bahar devam etsin bi yandan :)
sevgiler benden de.
Yorum Gönder