"(Yazdıklarımı) yayınlamamanın müthiş bir huzuru var. (...) Yayınlamak mahremiyetimin korkunç bir şekilde işgali demek. Yazmaktan hoşlanıyorum. Yazmayı seviyorum. Fakat sadece kendim için ve kendi keyfim için yazıyorum."
New York Times'a 1974'te verdiği nadir röportajlarından birinde böyle demiş Salinger. 91 yaşında hayata veda eden yazar her zaman gizemini korumuş. Dün yabancı gastelerdeki şu ölenin arkasından yazılan (obituary) yazılara baktım da hayli enteresan bir hayatı olmuş salinger'in. önce yayınladıkları heyecan yaratmış, sonra edebiyat dünyasındaki şöhrete sırtını dönmüş, hiçbir şey yayınlatmamış, üç kez evlenmiş, çocuklarından biri hayatını anlatan bir kitap yazıp eve hiç kimsenin gelmediğinden, ne kadar yalnız bir çocukluk yaşadığından bahsetmiş, bir ara maynard adlı çok genç bir kadınla ilişkisi olmuş, sonunda bir gazeteci telefon numarasını ele geçirip salinger'a maynard'ın kendisi hakkında yakında çıkaracağı kitapla ilgili sorular sorunca kadını evden kovmuş. 80'lerin sonunda hakkında hazırlanan bir biyografide özel mektupları kullanılmasın diye dava açmış, ancak "kimse görmesin" dediği mektupları, bir telif ajansına kaydettirdiği için -cüzi bir ücret karşılığında- daha fazla kişinin kullanımına açık hale gelmiş! mahkemenin gizli oturumunda salinger hala roman yazmaya devam ettiğini söylemiş. maynard'ın iddiasına göre 70'lerin başında iki roman yazmış, el yazmalarını kasaya saklamış ve orada kalmasını da istiyormuş. 2000'li yılların başında bir yazar salinger'a mektuplar diye hazırladığı bir kitaba öykülerinden birini almak için izin istemiş ama salinger'ın cevabı "hayır" olmuş. "kendine göre sebepleri varmış."
neyse, dün öldüğünü görünce salinger'ın hem üzüldüm hem de bir acaba sorusu uyandı kafamda, belki artık yayınlanır yazdıkları diye. "gönülçelen (çavdar tarlasında çocuklar) franny ve zoey, en sevdiğim kitaplar arasında oldu her zaman. gerçi kitapları iyi de kendisini gerçek hayatta tanımak ister miyim emin değilim okuduklarımdan sonra.
tuhaf diy mi yıllar boyunca yazmak ama yayınlatmamak, nasıl bir ruh hali insan merak ediyor. ben ki "yazmadan yayınlıyor" addediyorum kendimi, şu blog zırvalamalarımla ehehe :)
aşağıda daha önce blogda yayınladığım salinger alıntıları var tadımlık...
http://neolitikhanim.blogspot.com/2008/01/franny-ve-zooey-j-d-salinger.html
ben salinger seviyorum ama şimdi farkettim ki mesela franny ve zoey'den aklımda tek bir satır kalmamış. daha geçen gün paul auster'a söyleniyordum aynı bunun için. yazarda değil de sorun bende herhalde yahu :(
YanıtlaSilben birkaç kere okudugum için franny ve zoey'den epey şey kalmış aklımda, annenin banyoda oğluyla sohbeti, öğleden sonra ışığında salonda takılan kızın düşünceleri falan. bakalım yeni bi şey cıkacak mı salinger'dan, çok merak ediyorum.
YanıtlaSil