ince ince yağan yağmur altında anıta doğru ilerliyoruz, şemsiyemi açmak konusunda kararsızım. 1915’te apar topar ölüm yolculuğuna çıkarılan ihtiyarları, kadınları, erkekleri, çocukları düşünüyorum, yakışıksız geliyor şemsiye, çantamdan çıkarmıyorum. anıtı gezmek vicdan sahibi herkes için zor bir deneyim ama türkiye’den gelenler için daha ağır… girişte ermenilerin bir zamanlar yoğun olarak yaşadığı şehirlerin adları, ermeni ailelerin fotoğrafları var. ve de nüfus bilgileri, adana, antep, diyarbakır, malatya… bir zamanlar ordaydılar, şimdi? girişten sonra soykırımın fotoğraflarla, tanıklıklarla acı hikayesi var duvarlarda, yolculuğun (!) sonunda hayatta kalanların üzerlerinden çıkan mektuplar, resimler, bir parça şeker… öksüz ermeni çocukların fotoğrafları.
koridorun sonunda bu sefer o şehirlerden getirilmiş birer avuç toprak çıkıyor karşımıza ve de rakamlar: 1915’ten önce ermeni nüfusu ve 1915’ten sonra kalanların sayısı. o kadar. rakamlar arasındaki uçurum her şeyi anlatıyor.
2 yorum:
rakamlar ne kadar da soğuk , ama ne kadar da kesin ve net anlatıyor :(
doğru diyorsun. yeri geliyor, fotoğraflardan, haritalardan, belgelerden vs daha çok şey anlatıyorlar.
Yorum Gönder