fotoğraflar



yazinin devamini yazamadim henuz ama, bu linkten fotograflara ulasabilirsiniz. 200'e yakın kareden sectiklerim bunlar. fena degiller sanki...

8 yorum:

endiseliperi dedi ki...

sessiz durduğuma bakma. takipteyim. bugün yorucu birgündü. yazlık kışlık giysileri ayırma hikayesi. kışlıklar çok fazla, hepsini çıkarınca dolap bomboş kaldı. yazlıklar rahat rahat girecek. iyi ama o kadar kışlık giysiyi koyacak yer yok. hala yatağın üstünde büyük çoğunluğu.
çok sıkılıyorum bu işten. evde böyle işler olunca. kapıyı kilitleyip çıkmak istiyorum, içerde ceset varmış gibi. (ceset olsa, onu gece halıya sarar, çıkarır, bir yere gömer, eve döner, evi temizler, kapıyı da öyle kapatırım. gerçi temizliği yapmışken dışarı çıkmama da gerek kalmaz artık.)

ben gideyim. fotoğraflar hiç fena değil.

sevgilerimle.

Lilium Bosniacum dedi ki...

:) valla bizim periden korkulur.. cesetler halılar :D ben yazlıkları kışlıkları ayıklama cephesinden yeni döndüm.. yaşasın bazalar.. valizler... :D
fotoğraflar harika.. çok güzeller.. yazılar geldikçe hepsi yerine oturacak gibi...

neo dedi ki...

sevgili peri,

kıslık-yazlık ayırma isini ben de yaptım ve seninkiyle benzer ruh halleri icindeyim. kıslıkları koyacak yer yok ve aslında bir cogu da giymedigim seyler.. ihtiyacı olan kisilere ulastiran bir yere birakmali ama onlari da torbalara doldurup bir turlu goturememek gibi bir kader bekliyor. öfff! kapıyı kilitleyip cıkmak en guzeli.

metin bey'in blogundaki dekorasyon tartısmasına baktım da biraz, ben de eskiden hobbitlerin gibi evim olsun, heryer objeyle, yastıkla dolsun isterdim ama artık degistim; bibloydu, sepetti, kutuydu bir suru seyi elden cikardim. giderek minimalist bir cizgiye dogru ilerliyorum. hala da evde cok fazla sey varmis gibi geliyor, ablamin getirdigi buyuk bir samdan var mesela, onu ne yapsam bilemiyorum.

neo dedi ki...

sevgili lilium,

fotograflari begendigine cok sevindim, yazının kalanını da koydum.

Adsız dedi ki...

şamdan'ı verme. çiçeklerin arasına bir yere koysan da olur, her yere olur. banyoya bile olur. balkon varsa oraya bile olur.

minimalist tarzı sevdiğim bir dönem vardı. şimd, evet, hala çok seviyorum. bülent bey'e söylemiştim metin bey'de, benim sitede angelattable ve onun verdiği bağlantılar hep iskandinav tarzı. yeni bir evde her şey her şey beyaz olsun isterim. aslında bir teras istiyorum. benim eşyalar adana'da biliyorsun. iki alçak sedir yaptırmıştım, onlara beyaz bir örtü yaptırıp, ortasına da bora'nın bir ingiliz'den aldığı, yemek masası olarak da kullandığımız dev sehpayı koyayım. sonra mumlar, fenerler, pembe yeşil yastıklar... ooopppsss tamam tamam ben artık minimalist değilim anlaşılan:))

ya neolitik hanım, ben geçenlerde halid'e bir yorum bıraktım ve yorum komik olsun istedim. ama dün ona baktım ve hırçın birinin yazdığı sinir bir yazı islenimi vermiş. ona da canım sıkıldı. ben artık yazı mazı yazamıyorum, dedim.

hadi ben gideyim.
sevgiler.

neo dedi ki...

samdanı vermiycem, dedigin gibi balkona koyabilirim. minimalizm de bir yere kadar yani :)

o yorumu gordum ben, bana oyle hırcın gibi gelmedi. yorgunsun ya birkac gundur, o yuzden istedigin gibi yazamiyorsundur, gecici bir durum. hic sıkma canını.. hem zaman gecmesi gerekmeden iki kafadar sayılırız bence, topu bana atmıs say :)

ben simdi dondurma almaya gidiyorum, sen de sıkıntını gecirecek bi sey yap.

Adsız dedi ki...

"ben simdi dondurma almaya gidiyorum,"

Şimdi beni mahvettiniz işte Neolitik Hanım!

neo dedi ki...

pekii, neli seversiniz metin bey? bana oyle geliyor ki ya sadedir ya da ahududulu gibi neseli bir seydir?

bildim mi?