rüyalar

rüya I
o'nun evine benzer bir evdeyim, gece değil ama hava karanlık. odalarda, koridorda tekinsiz bir hava var. arka tarafa, yatak odasına doğru yürüyor ve birden kapı aralığından birini görüyorum. çok ama çok zayıf, genç bir kadın yataktan elini uzatıyor bana doğru, konuşamıyor ama yardım istediği belli. kucaklayıp mutfağa götürmeye çalışıyorum, battaniyeye sarıp elimle çorba içirirken "ne kadar zamandir bu haldesin" diyorum, "kaç gündür gelmedi yanına?" "altı gündür" diyor. çok üzülüyorum haline.

rüya II
evde tek başımayım. kahve içiyorum, büyük beyaz bir fincanda. sonra da fal kapatıyorum. bir süre sonra fincana bakıyorum, kahve telvesinin şekilleri fincanın içinde değil dışında belirmiş. şekillere baktıkça dehşete kapılıyorum! üzerinde, yere çakılmış bir uçağın, uçaktan çıkan dumanların ve kukuletalı, keçi sakallı korkunç bir adamın yüzü var. telvenin oluşturduğu şekiller o kadar canlı ki! fincana korkuyla bakarken aklımdan şunlar geçiyor, "galiba ben bir uçak kazasında öleceğim"

rüya III
çocukluğumun geçtiği sokaktayım, yan komşunun kapısı önündeki merdivenlerde oturuyorum, bilgisayarım kucağımda, etrafımda koliler, kablolar, bir dağınıklık hakim. ara ara ofis arkadaşlarımı görüyorum yanımda. hava yavaş yavaş kararıyor, gitmem gereken bir yer var ama eşyalarımı bırakıp gidemiyorum. ya sokaktan geçen birileri çalarsa diye endişeliyim. sokaktan siluetimsi, gölge gibi adamlar geçiyor... komşumuz ara ara merdivenlerden inip çıkıyor, orada olmamdan memnun değil ama bir şey de demiyor.