YAZ FOTOĞRAFLARI


I

Sevgilim beni geçmiş yazlara sal
ılık yaz akşamlarına
denizin ve göğün ritmine sal
dalganın ve günün beyazına.
Sen de kıyısında kal dalgaların
gülümse.


Sevgilim beni geçmiş yazlara sal
küçük ve kırık aşklara
limanların plonje çekilmiş fotoğraflarına sal
aylaz çiçeklerine evlerin, bakımsız sokaklarına.
Sen de bir ucunda kal balkonların
gülümse.

Sevgilim beni geçmiş yazlara sal
uzun mendireklere, akşamın alacasına
yorgun dönülen pansiyon odalarına sal
sen de kapı aralarında kal odaların
gülümse.

II

Ben senin için gökyüzü oldum
fırtına oldum
geldim ve gittim
kanat çırpmazsan olmaz
anlamadan deniz nedir,
huzur mudur, durur mu öyle?
Kim bilir akşam nedir,
yüzüm kavuşur mu?

Ben senin için kanlı ırmaklar oldum

Yüzümün akşama kavuşması ol
kanat ol, dinginim denizim ol
fırtınada duranım ol
tekrar ol
tekrar ol

ellerini unutmadan
ellerini hiçbir yerde unutmadan
tekrar ol
tekrar ol

III

İçimde büyüttüğüm acı
tamamlandı
çalsın şimdi valsler
mumlardan hüzün aksın
hazırım
eski bir konakta
aklını yitiren kadının olmaya.

İçimde büyüttüğüm acı
tamamlandı
geçsin şimdi trenler
raylardan gece damlasın yüzüme
hazırım
uzak bir şatoda geceleri dolaşan
kadının olmaya

İçimde büyüttüğüm acı
tamamlandı
geçsin şimdi aramızdan
porselen sesleri ve kahya
dışarıda yağmur, gümüş ve barok yağsın
hazırım.. rımm..mm
bu uzun masada, uzak
kadının olmaya.

İçimde büyüttüğüm acı
yanıltıyor.


birhan keskin

metin bey demiş ya "başı sıkışan şairine koşsun", ben de öyle yaptım ve birhan keskin’in yaz fotoğrafları’ndan bir bölümü seçtim. daha başka sevdiğim şiirleri de var ama onlar karlı kışlı. onların da zamanı gelecek.

8 yorum:

dreamsact dedi ki...

şimdi metin abi'nin sözünün üstüne söz olmaz elbet ama benim de "başı sıkışan şair olsun" diyesim var..

bu durağanlık yazdandır elbet..
düşünüyorum da, hiç yaz olmasa özler miyim acaba.. sonra o kadar da değil diyorum kendime.. bu aralar kendimle de çok fazla konuşmuyorum. bu da yazdan olabilir.. ama ilginçtir görenler "sen bi' açılmışsın yahu" diyor.. kendimle konuşmayınca daha huzurlu olduğuma mı yorsam. ama yok öyle değildir herhalde..

yaz işte. çok saçma.. hem yazın güzel fotoğraf da çekilmiyor..

ya huysuzluk yapasım bile yok sevgili neolitik. ne yapmalı? senin bir fikrin vardır..

Adsız dedi ki...

Neolitik Hanım, iyi yapmışsınız!

Teknik direktörcüğüm Halid Bey, şairsen başın sıkışıktır zaten!

İyi pazarlar.

Adsız dedi ki...

Neolitik Hanım, söylemeyi unuttum, Birhan Keskin'i sevişinize de sevindim.

dreamsact dedi ki...

abi bloguna yazamıyorum, buraya yazayım. (hem burası da benim sayılır de mi? :)

ya abi ne yapıyorsun sen son zamanlarda. her yazdığın doğrudan nakavta götürüyor..

Adsız dedi ki...

Sevgili teknik direktörüm,

Niçin malikanemizde yazamıyorsunuz, anlayamadım valla?

neo dedi ki...

durağanlık neden ben de bilemiyorum dreamsact, yazdan da olabilir ya da yaz bahanedir.

sen "yok değildir" demişsin ama, huzurlu olmanın yan etkilerinden biri olmasın bu durağanlık?

kendini huzurlu hissederken, didiklemezken, kendinin ve hayatının yakasını -en azından bir süreliğine- bırakmışken yazmak gelmiyor sanırım insanın içinden.

ya da çok güçlü şeyler duyarken, içi gürül gürülken de hakkını verememenin sıkıntısıyla yazamaz insan. zaten yaşıyordur, yazmaya ne hacet..

bunlar değilse, üşeniliyordur büyük ihtimalle.

demek huysuzluk yapasın bile yok? işte bu endişe verici biraz :) seni kışkırtacak bir şeyler bulmalı..

yaz, geçer ;)

neo dedi ki...

metin bey,

demek siz de seviyorsunuz birhan keskin'i? ben de sevindim buna.

sevgili teknik direktörünüz haklı, bu aralar sizin malikanede boş yok, insan ne diyeceğini bilemiyor.

dreamsact dedi ki...

eh işte aynen öyle. insan ne diyeceğini bilemiyor, metin abi.. bakıyorum bakıyorum bakıyorum, tekrar tekrar okuyorum, sonra usulca çekiliyorum.. aynen böyle oluyor..

bir aynen daha var sevgili neolitik. "kendini huzurlu hissederken, didiklemezken, kendinin ve hayatının yakasını -en azından bir süreliğine- bırakmışken yazmak gelmiyor sanırım insanın içinden." sanırım böyle.. ikincisi yani güçlü şeylerle ilgili olanı değil..
fakat bir yandan da işkilleniyorum. bu hal pek yakışmıyor sanki üzerime, eğreti duruyor..

evet evet, şu aralar biraz kışkırtılsam çok güzel olabilir. bu dinginlik (kova burcu için düşük gerilim anlamına geliyor) haliyle kışkırma birleşince üretkenlik tavan yapıp döktürtebilir. sanki..

yaz geçer.. demeyi tercih ediyorum.. :)