elma şekeri

dün bütün günü, çok güzel bir sebeple hastanede geçirdim, arkadaşım e. sabırsızlıkla beklediğimiz kızına dün kavuştu. hamileliğinin kırkıncı haftasını dolduralı birkaç gün oluyor, bir türlü sancıları başlamadı. sonunda doktoru suni sancıyı deneme kararı alınca dün sabahtan itibaren suni sancı verilmeye başlandı. doktoru çok tatlı bir kadın ve artık pek rastlanmayan bir şekilde normal doğumdan yana, daha doğrusu bir sorun olmadığı hallerde bile anneyi sezaryene yönlendirmeye hevesli doktorlardan degil.

sabah sancı verilmeye başlandığı andan itibaren hastanedeydim. önce pek hareketlilik yoktu, iyi ki bilgisayarımı da almışım, müzik dinledik, anne adayı ve aile üyeleriyle bütün gazeteleri okuyup bitirdik. dizi izledik, müstakbel dede "bilseydim kalın bir roman getirirdim" diye huysuzlanmaya başladı. ben de bu arada msn'den ofiste heyecanla bekleyen diğer arkadaşımıza hastaneden son gelişmeleri bildirdim. "büyük bir sancı geldi ama heyecan yapma, sıklaşması gerek başlaması için", "bebeğin kalp atışları çok iyi, bir sorun yok" vs.

dört saatin sonunda doktoru geldi ve baktılar ki sancılar doğumun başlamasına yeterli değil, biraz daha beklemek mi sezaryen mi ikileminde kalındı, doktor arkadaşıma iki seceneği de ayrıntılarıyla anlattı ve sezaryene karar verildi. kararı duyar duymaz, son gelişmeyi "flaş! flaş! flaş! başlığıyla duyurdum msn’den :)

neyse, sezaryene girildi, 15 dakika sonra bebek getirildi, elma şekeri gibi pembe-beyaz bir şey, pek tatlı. annesi de bir saat sonra kendine geldi. emzirmesi icin yanına getirdiler, yaramaz kız hemen kaptı süt işini, bir güzel emdi. arada ağladı tabi ama enerjik, cin gibi bir şey. yengec burcu kendisi ve yükseleni de akrep :)

e'nin kızını birkaç kere rüyamda görmüştüm, birinde 4-5 yaşlarındaydı, ofise gelmiş annesiyle koşturup duruyordu. kahverengi küt kesilmiş saçları, minicik bir burnu vardı. resimdeki kızı ona benzettim. bu akşam yine hastaneye uğrayacağım, bakalım nasıllar.

12 yorum:

Elif Derviş dedi ki...

Tebrik ederim :)) Analı babalı, güle oynaya büyüsün inşallah.

Bi de bi önceki yazına yorum bırakmak istiyorum kaç gündür fırsat olmadı...ben bayılırım otobüste dolmuşta giderken kafamda hikaye yaratmaya :)) Hatta bazen fazla kaptırıp çevredekileri unuturum :) Öyle...paylaşayım istedim ..sevgiler.

Adsız dedi ki...

peki normal doğuma ikna edemedi mi doktor? neden normal doğum yapmadı? acır diye mi?

ah, kız olması ne hoş olmuş. sanki müthiş bir şey gerçekleşmiş gibi geliyor kız çocuk olduğunu duyunca. üst kat komşum doğurdu. çok sevimli bir kız. ismi elanur:)) ikea'dan aylar önce sevimli bir nevresim takımı almıştım onun için. gerçi ikea'ya ne zaman gitsem bir bebek yapmak istiyorum.

küçük hanım hoşgelmiş. sana da kolay gelsin.

sevgiler.

neo dedi ki...

elif,

tesekkur ederim guzel dileklerin icin. dun aksam da birkac saat kaldım yanlarında, bebiş daha az agliyordu, emme ve uyuma isi görece de olsa bir duzene oturmus sanki. kucagima aldim, nasıl guzel kokuyor ensesi yarabbim! o kokunun aromasını yapmaları lazım :) (vanilyayla falan yarısır bence)

ben hikaye uydurma isini daha cok bir seyler yazmak uzere bilgisayarın basına gectigimde yapıyorum, bu mecburiyetten oldu ama iyi fikirmis, eglenceli bir kere, sonsuz secenek var.

sevgiler

neo dedi ki...

pericim,

arkadasım da doktoru da bastan beri normal dogum diye kararlıydılar ama olmadı. şöyle ki, normal süresini doldurdu bebek, plasenta eskimiş görünüyormuş son kontrolde (ne demek bilmiyorum ama bebek icin iyi degilmis) sancıların baslaması icin üç gün falan beklenildi ama bir turlu baslamadı. sonunda suni sancıya başlandı dedigim gibi, epey buyuk sancılar geldi ama yine bir sey yok. daha saatler boyunca suni sancı verilebilirmis ama yine de başlamayabilirmiş, o kadar saat sonunda yine sezaryen olma ihtimali vardi. doktor da arkadasım da epey düşünüp, sezaryen dediler biraz bozularak. neticede iyi bir karar olmus, cunku kordon boynuna dolanık vaziyetteymis bebek, dogum kanalına girdiginde zorlanabilirmis. arkadasim 37 yasında, doktoruna sormus, yasımın etkisi var mıdır dogumun baslamamasına diye, o da olabilir demis. bilemiyoruz tabii sırf yaşla mı ilgili, başka bir sebebi mi var.

kısacası acıycak gibi kaygıları yoktu hic, cok istiyordu normal doğmasını ama olmadı. ameliyata giderken canı sıkkındı biraz, moral verdik "napalım, denedin olmadı" diye.

bir saatin sonunda sorunsuz bir şekilde kızına kavusunca hepsi geride kaldı.

çok tatlı bir kız, ayşegül koydular adını. emme konusunda acayip, sanki bu görevle dünyaya gelmiş gibi, memeyi öyle bir buluyor ve bırakmıyor ki! meme bulamazsa eldivenlerini, battaniyesini ne bulursa artık onu emmeye çalışıyor :) emiyor, uyuyor, emiyor uyuyor, fazla bir olayı yok tabii şimdi, biraz büyüsün de rahat rahat sevelim diye sabırsızlanıyoruz.

sevgiler

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Sağlıkla, analı babalı büyüsün, mutlu yaşasın!

Doğrusu ben de ilk seferinde normal doğumu çok istemiştim, ancak benzer şey benim de başıma geldi. Su geldi, sancı verdiler, doğum bir türlü başlamadı. Saatler geçerken kanama ve müthiş bir kesiksiz sancı başladı; bebğin hayatı tehlikeye giriyor diye geceyarısı ameliyata aldılar. Çok üzülmüştüm, normal doğuramadım diye, ama zorulu oldu.
Neyse, geçmiş gün...

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ah, pardon. Bir de "bebek ensesi kokusu" konusu vardı ki, bir çift laf etmeden geçemeyeceğim. Hayatta, bir kadın için, annelik sözkonusu olduğunda, bu kadar tahrik edici başka koku olamaz. İddialı bir cümle, ama öyle. O kokuyu kazara bile koklamış olan hiçbir kadın doğurmadan edemez.
Valla, kaç defa tanık oldum, bizzat da yaşadım, öyle!
Yani; dikkat Neo!
=))

elektra dedi ki...

adı pek güzelmiş adaşımın:)
adıyla yaşasın.
ekmekçikız'ın blogundaki bir postta yazmıştım, adlar ve karakterler korelasyonunu.
o bana hadi yaz demişti, ama, cesaret edememiştim başkalarının adlarından ifşa etmeye.
ama bu ayşegül bebeğe küçük bir fal bakayım istedim doğum hediyesi.:)ifşaysa kendimi ifşa :)
şimdi bu ayşegüller güleryüzlü olurlar.kendilerine ayşe denmesinden nefret ederler:) ama çoğu insan onlara ayşe der. bu ayşegül kişileri evcimen olurlar.delişmenliğe çok özenip olamazlar.ayşegüllerin ama, seveni çoktur. herkesin aklında sevimli hikaye kahramanı iyi aile kızı ayşegül'ü çağrıştırdıklarından, kredileri vardır. bu ayşegüller, bıcır bıcır olurlar çocukluklarında, her şeyi anlatmaya bayılırlar, sonra bir gün gelir, yazmaya geçerler:)ayşegüller iyidir.
ve evet, ekmekçikız'a katılıyorum, ense kokusunu alan iflah olmaz.:)
amma gevezelik yaptım gece gece ayşegül bebenin hatırına. mutlu, sağlıklı yaşasın adaşım:)

Adsız dedi ki...

vay vay vaaay, demek elektra, güleryüzlü, tatlı bir ayşegül'müş!!!

çok güzel bir isim.

neo dedi ki...

ekmekci kız,

dedigin gibi cok kışkırtıcı bir şey bebek ensesi kokusu, insana ani ve çılgın kararlar aldırabilir hakikaten. yakın bir gelecekte görünmemekle birlikte şiddetle reddedilecek bir ihtimal degil benim açımdan.

elektra,

ne guzel şeyler yazmışsın ayşegül'le ilgili. biliyor musun, ben cocukken ayşegül adını çok sever ve büyüdüğümde adımı değiştirip ayşegül yapıcam dermişim :) bunu dedigimi ve etrafımdakilerin güldüğünü hatırlıyorum hayal meyal (ya da cok anlatıldıgı icin hatırladığımı sanıyorum) peri'ye de söyledim, arkadasıma yollayacagım yazdıgın güzel şeyleri. tam dedigin gibidir ayşegüller, cana yakın, güleryüzlü.

bir de ayşegül kitapları vardır, klasik. şimdi minik ayşegül için bir hediye hazırlıyorum, bir zaman kapsülü (portakal agacinda okumustum bu fikri). büyük kırmızı bir kutuya, doğdugu günün gazetelerini, müzik ve sinema dergileri, annesinin hamilelik fotograflarını, annesinin ona hamileyken sık sık yemek yedigimiz restoranın menusunu, otobus ve sinema biletleri, bebek sabunu ve ayşegül tatilde, piknikte vs. kitaplarından koyacagim. yıllar sonra genc bir kız oldugunda, dogdugunda dünyanın nasıl bir yer oldugu hakkında bir fikri olsun diye.

baska neler koyabilirim diye dusunuyorum birkac gundur. yıllar icinde bozulmayacak, 2007'deki zeitgeisti'ı yansıtacak baska neler olabilir, aklınıza gelirse yazar mısınız?

sevgiler

elektra dedi ki...

peri peri, evet o benim:)

neolitik hanım, valla utandım şimdi, sağol. öyle içimden geçti yazdım, anneye babaya hediye olacağını bilseydim daha özenirdim. neyse, sevgilerimi de ilet.
bir de zaman kapsülü için şimdi bir şey geldi aklıma. olur mu bilmem?
bu moda denen şey nasılsa 15 yılda bir tezahür ediyor ya, ayşegül kızımız büyüdüğünde de şimdiki moda anlayışı hortlar büyük ihtimalle, kılık kıyafet olmasa da bir kemer, bir takı, şimdi moda olan bir saç bandı falan nasıl olur acaba?
sevgiler...

neo dedi ki...

elektra,

iyi düşündün bak bunu, saç bandı modası var dedigin gibi, özellikle puanlıları görüyorum hep.

bir de kırtasiye malzemesi koysam diyorum, silgi falan? biz cocukken yesil arı maya silgileri vardı mesela, simdi yok. kabalcı'ya gidip bu gözle bir bakmalı.

sevgiler

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Tüh, keşke zamanında şu zaman kapsülü konusnda birşeyler yapmış olsaymışım. Son derece yaratıcı bir fikir.
Yaşarken herşey daima öylece kalıverecekmiş geliyor insana. Oysa öyle süratle değişiyor ki, nesneler, görüntüler, anılar.