yazdan kalanlar listesi

yaz henüz bitmedi ama bu yazdan geriye neler kalacak listesi yaptım, neleri hatırlayacağım geriye dönüp baktığımda.. Listeleri sever misiniz? Interpreter filminde Nicole Kidman erkek kardeşinden bahsederken, kardeşinin tuhaf listeler çıkarmayı çok sevdiğini, yanından ayırmadığı defterine bu listeleri yazdığını anlatır: Annesinin F. kelimesini kullandığı gün ve saatleri, erkek nüfusunun kadından fazla olduğu ülkeleri, hayvanlarla ilgili tuhaf bilgileri (kunduzlar en çok düşen ağaçların altında kalarak ölüyormuş) ve sevdiği kelimelerin (hipotenüs, doodas (süs), bodacious (Amerikan argosunda çok büyük ya da çok güzel manasında) listesini tutarmış kardeşi.

böyle listeli bir film de high fidelity'dir, orada da john cusack hayatının en önemli ilk beş ayrılığını anlatır.

neyse uzatmayayım, iyidir listeler yapmak, eğlencelidir, interaktiftir..

yazdan kalanlar top 5:

1) elma şekeri, bezelye parmak, tatlı tosbağ, (lost'taki sawyer gibi nickname bulmada üstüme yoktur eheh) ayşegül'ün dünyaya gelişi

2) iki ay içinde ofisi iki kere taşımamız ve yaz bitmeden bir kez daha taşıyacak oluşumuz (taşınmalardan nefret eden biri olarak şahane(!) bir yaz geçirdiğimi tahmin edersiniz)

3) seçimler tabii ki de (seçimleri en başa yazmadığım için "memleket meselelerine duyarsız insan" gibi görünür müyüm acaba, endişelendim bak.)

4) ablamla tatile çıkma kararımız (henuz gerceklesmedi ama agustos sonu insallah. bu yaz ablamla daha bir yakınlaştık, telefonda daha sık konuşur olduk, hoşuma gidiyor bu durum. şimdiye kadar niye uzaktık diye sorulacak olursa, ona uzuun bir cevap yazarım birgün)

5) kazık kadar biri olarak harry potter'ın yedinci ve son kitabının çıkmış olması 2007 yazının olaylarından biridir benim için desem ayıplanır mıyım acaba? napiyim seviyorum kardeşim! (ekmekçi kız sen de seviyordun sanırım, degil mi? [yancı arıyorum kendime ehehe]

ilk anda düşünüp bunları buldum, ağustos sonu günceller, son haline getiririm artık.

not: buraya halid'in kararıyla ilgili bir yazı yazmak istedim aslında ama sonra halid'in blogumu keşfiyle ilgili yazdığı ve epey vakit sayfasında kalan yazıyı hatırladım, tatlı bir asabiyetle (ki çok yakışır kendisine) yazdığı o yazı çok hoşuma gitmiş ve de mahcup etmişti beni. ama bir yandan da hemen başka bir yazı daha yazsın, o yazı altlarda bir yere karışsın istedim. şimdi ben halid'in artık yazmamasıyla ilgili yazsam, cevap verene ya da dönene kadar orda tutmak isterim. başka bir yazı yazamam üzerine (kitaptı, filmdi). halid de öyle bir yazının orada durup durmasından pek hoşlanmaz gibi geliyor sanki (yanılıyorsam söylesin). O yüzden bu notu yazdım, hem dönerse (ki hep birlikte öyle olmasını umuyoruz) "bu yazdan kalanlar" listesine "halid'in dönüşü" maddesini de eklemek isterim.

13 yorum:

elektra dedi ki...

neolitik hanım,
bak ben de düşündüm şimdi. aklıma ilk gelenler:
1- sıcaklar
2- seçimler
3-hiç başıma gelmemiş olan, kendisiyle bu yaz tanıştığım mide problemim
4- ilk kez bir yere gidemeden istanbul içinde tıkılı kalmam
5- devam edemeyeceğim:) hepsi pek sıkıcı göründü gözüme.:) kötü mü geçmiş ne bu yaz?
olsun, hayat güzellll, ben güzellll:)

not: halid bir şeyler yazmış bloguna. gerekiyor sanırım onun için. dönecektir hale yola koyunca.:)
sevgiler...

Lilium Bosniacum dedi ki...

harry potter yandaşı buldunuz kendinize :) arkadaşıma inşaallah bavullarını toplayama, işlerin yolunda gitmesin diye beddua bile ettim telefonda anlatmayınca. ben dayanamam sonunu merak etmiştim felaket ama kitabı yine aynı zevkle okurum.. şu sıralr zümrüdüanka yoldaşlığı tekara elimde.. benim depresiyon kitabım potter.ne zaman canım sıkılsa okuyorum acaip dinlendiriyo. ehehe bunları bir HP manyağı yazdı evet. çok banelim itiraf ediyorum :D

neo dedi ki...

elektra,

bak ben sıcakları eklemeyi unutmuşum listeme, gerçi kendi kendime "öff sıcak" diye şikayet etmemeyi telkin ediyorum hep, bir işe yaramıyor diye. sanırım onun etkisiyle çıkmış aklımdan.

geçmiş olsun, mide problemin nedir? gastrit türü bir şey mi? okul zamanı benim de olurdu, şimdi de çok baskı altındaysam direkt mideme vuruyor. boş bırakmamaya çalışıyorum, uzun süre aç kalmak iyi gelmiyor çünkü.

not: okudum halid'in açıklamasını, bloga başlarken ara verme hatta bırakma ihtimalini hep akılda tutmak lazım diyorum baştan beri kendi kendime. hem kendimiz hem de severek takip ettiğimiz yazarlar için. biliyorum biraz soğukkanlı bir yaklaşım ama...

genel olarak böyleyim ben sanırım, bir şeyi tutkuyla sevmeyi becersem de, hep hayatımda olacağını varsayamıyorum ve kendimi onun artık olmayacağı zamanlara hazırlıyorum gizli gizli. bir arkadaşım demişti, (sigara içmem, çay-kahve de alışkanlık düzeyinde olmadı hiçbir zaman, olmasa da hayatta kalırım yani) olmadan yaşayamayacağın bir şey yok mu diye, yok sanırım dediğimde "kızım ıssız adaya düşsen mis gibi yaşarsın" diye dalga geçmişti benimle.

uzattım yine ve iyi anlatamadım sanırım, artık yazmamalarına çok üzülsem de kararlarından vazgeçmeleri için diyecek bir şeyler bulamıyorum.

sevgiler

neo dedi ki...

lillium,

yaşasın harry potter seven biri daha :) ben senin tersine sonunu ya da kitapla ilgili herhangi bir şey öğrenmiyim diye harry potter haberi görür görmez sayfayı çeviriyorum. hastalık derecesinde titizimdir bu konuda, film sonunu söyledi diye arkadaşlarımla sıkı kavgalar etmişliğim vardır, o derece :)

serinin en sevdigim kitabı azkaban tutsagı. sirius'a hayranım birazcık sanırım :)

evet baneliz, popüler kültürün kurbanıyız, nolmuuş! :)

alohomora!

Lilium Bosniacum dedi ki...

:) valla benim favorim yok hepsi ayrı güzel. sadece melez prenste birazcık sıkıldığımı söyleyebilirm o kadar. sirius için j.k rowling analtmıştı. bir kadın imza gününe gelp kulağına sirius çok yakışıklı değil mi demiş. j.k rowling de gülerek onaylamış :)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Bendeniz aslında Lilium gibi doğrudan "yancı" değilim de, bir çeşit destekciyim.
Oğlum, bütün Hayri Pıtır'ları ilk çıktığında hemen okuyan kişidir. Bense, filmleri onunla birlikte ilk vizyona girdiklerinde hemen seyreden kişiyimdir. Bir de kızıma 1. kitabı okumştum, o küçükken. Bir yerinde o sıkıldı, ben devam edip bitirdim.
Sonra 2. kitabı da okumuştum, o hızla.
Filmlerden ise, en çok 3.sünün atmosferini, anlatımını sevmiştim.

Lilium Bosniacum dedi ki...

ben de en çok değişiklik 3.te var diye hala sevmem. habire bi ortaya fırlaamalr çıkmalar.. patronusun şekli yok bi defa :( ya dokunmayın bana.. bi de şuna hayri demyin yaw... :)= hadi ben kaçtım :)

elektra dedi ki...

neolitik hanım, hı hı gastrit. olsun, benim yeme içme ve yükselen sinirlerime alışacak o da:)

bu arada lilium'a seslenmek isterim, ' hayriii, hayrrrri işte hayrriii:)

neo dedi ki...

lilium,

bir de "ari potaa" diye okuyor fransızlar ben ona da hasta oluyorum, "hayri" de beter gerci (ekmekci kız, elektra öyle valla, biz pottercılar hassasız bu mevzuda ehe)

sabah ise gelirken okudum biraz yeni kitaptan, çok riskli bir işe kalkıştı bizimkiler, çok helecanlı, akşam olsa da okusam.

ekmekci kız,

serinin diger kitaplarını okumanı tavsiye ederim, pişman olmazsın.

elektra,

ya hayri demeyin yaa!

Adsız dedi ki...

merhaba Neolitik Hanim,
once tanisalim, ben Pelin. gelip okuyorum yazilarinizi basindan beri. aslinda bekledim balik burcunu da yazarsiniz, ben de "evet evet ben de aynen oyleyim" derim diye ama kismet bu guneymis. unuttunuz mu yoksa balik burcunu? yoksa artik caniniz burclar hakkinda yazmak istemedi mi? balik burcu insanlar olarak alinmamiz gereken bir durum var mi?:))

herneyse, asil diyecegim su ki, artik harry potter okumamis olmak ayip oluyor sanirim. filmlerini izliyorum cok severek ama daha hic bir kitabini okumadim. son kitabin ciktiginin ertesi gunu bir kafede sekiz kisiden altisinin elindeydi kitap. yas araligi 8 ve 40 ustu. yas mevzusunun, burdaki fanatik hanimlardan da belli oldugu uzere (hepinize sevgiler) bu isle bir ilgisi yok:)

neo dedi ki...

merhaba pelin,

balık burcu da sıradaydı aslında ama genelde sessiz sakin olan balıklardan birinin sesini cıkarıp hatırlatmasını bekliyordu :)ne iyi oldu yazdığınız, hafta başında yazacagım balığı da..

dediginiz gibi kahramanları bir grup çocuk olsa da harry potter büyükler için de yazılmış bir kitap. biliyorsunuzdur belki, aynı kitabı çocuk ve yetişkin olmak üzere iki farklı kapakla yayınlıyorlar. yetişkinler için hazırlanan kapaklar siyah üzerine daha sade, daha gizemli görünüyor. metroda şurda burda okurken insanı kurtarıyor hem..

sevgiler

Adsız dedi ki...

Ben almanyadan sevgi, gercekten cok guzel bir blog, eger twitter veya facebook sayfasi varsa hemen
ekliycegim.

neo dedi ki...

merhaba sevgi,

begendiğinize sevindim. facebook ya da twitter sayfam yok, yalnızca bu blog var. twitter yine ilginç geliyor da facebook hiç başa çıkabileceğim bi şey gibi gelmiyor :)