franz marc (necefli maşrapa niyetine)

eski trt yayınlarında arıza oldu mu, necefli maşrapa girerdi, ben de resim koyayım dedim. yeni bir yazı yazasım yok, zaten fark edilmiştir bu "yün vs." yazısında da zorlandım epey.. memlekette olup bitenlerden azade tutuluyor bu blog, bir tür kaçış alanı gibi.. birkaç gündür kaçasım bile yok.

resimler sevdigim alman ressam franz marc'dan.. hep hayvanları resmetmiş böyle, çok da genç ölmüş, I. Dünya savaşında başına isabet eden bir şarapnel yüzünden.. cephedeyken, dönünce yapmayı planladığı resimlerin eskizlerini çizmiş ama dönememiş...



5 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Of, Off, OOFFF!
desem de olmuyor.
:(

Adsız dedi ki...

ne üzücü bir yarım kalmışlık böyle. sanki mümkün olmazmış gibi. ama oluyor işte. savaşta her kötülük mümkün. savaş çığırtkanlarının, savaşı çözüm olarak görenlerin, savaşta karşı taraf ölüyor diye sevinenlerin zalimliği kadar korkunç bir şey olamaz.

gülçin dedi ki...

sağlam durmak lazım neolitik hanımcığım, geçer bu zor günler de. bende de aynı isteksizlik ve keyifsizlik var, hatta bedenim de bir garip bu hafta başından beri, geceleri erkenden koltukta sızıveriyorum, gecenin bir saati kalkıp oturuyorum sonra, neyse bu nöbetler sırasında harry potter'i bitirdim. ama vazgeçmemek gerekir gülmekten, sevmekten, inanmaktan ve yaşamaktan.

elektra dedi ki...

bu tilkileri görünce tanıdığımı farkettim. ama ressamını ve öyküsünü bilmiyordum. sevgiler...

neo dedi ki...

ekmekci kız,

benden de of off! dün itibarıyla gazete okumayı bıraktım, bir süre okumayacağım, en azından bu savaş dili biraz daha az kullanılır hale gelene kadar. internetten takip ettiğim yazarları okuyup, haberleri de radyodan dinlersem olan bitenden yine haberim olur ama gencecik insanlar üzerinden harekat planları yapan savaş tacirlerinin acımasız zırvalarına maruz kalmamıs olurum.

***

peri,

dedigin gibi çok zalimce bir şey bu, savaşı çözüm olarak görmemek lazım diyenler o kadar az ki, insan kendini çok çaresiz ve yalnız hissediyor.

***

gülçin,

bir suçluluk duygusu da gelip yerleşiyor insanın içine, uzaktan izlediğimiz kadarıyla içimizi nasıl karartıyor, ruhumuzu nasıl esir alıyor, ya o gencecik insanların yakınlarına neler yapıyor bu durum diye düşünüp iyice beter hissediyorsun ama bi yandan da buna hakkın olup olmadığın da aklına geliyor. içinden çıkılacak gibi degil.

***

elektra,

tilkileri çok severim ben. kurnaz tilki falan hikayedir bence, hüzünlüdür, kırılgandır tilkiler.. marc'ı da tilkileriyle sevmistim, sonra hikayesini okuyunca sevmek için başka sebeplerim de oldu.

sevgiler