kediler, laleler, makaronlar

dün kendime baharlık bir mont aldım, krem rengi, yakasında ve kollarında kahverengi tonlarında minik fırfırları olan bir şey. aynada, uzun uzun paltolardan sonra böyle kısa bir montla görünce kendimi, mutlu oldum çok :)

bu ara minik ve rengarenk makaronlara takmış vaziyetteyim. cengelköy'deki seval pastanesinden alındılar. mor, üç ayrı tonda pembe, sarı ve yeşil birbirinden lezzetli minik kurabiyeler. bazıları görünüm itibarıyla zehirli mantarları andırıyor ama ne gam :) acı badem kurabiyesi+beze+ ekler bir araya gelmis işte, yiyelim neşelenelim.

her cuma büyük bir heyecanla lost'un 4. sezonunun yeni bölümünü indirip, ofisten arkadaşımla izliyoruz. gecen hafta çok acayip şeyler oldu. bu arada diziyi izlemeyenlerin yanında lost muhabbeti yapmak kabalık olarak algılanabiliyor, bir tür yabancı dil konusuyor gibi oluyor çünkü hiç izlemeyenler için. dikkat etmek lazım..

üzerinden bir hafta gecti ama olsun, etkileyici bir filmdi, bahsetmek isterim. gecen pazar if! bagimsiz filmler festivali'nin son günü "last winter - son kış" diye bir filme gittik. mesaj kaygılıydı fekat gerilim dozu da iyiydi. alaska'da inin cinin top oynadığı topraklarda petrol ariycaz diyen ekiple, o ekibi denetlemek üzere gelmiş çevreci bir arkadaş arasındaki çatışmalar ve uçsuz bucaksız kar görüntüleri etkileyiciydi. film bittikten sonra "işte bu yüzden çocuk yapmamalıyız" diye karamsar bir sonuca vardık ve de akşama iyi bir yemek yiyerek dünyada kalan kısıtlı zamanlarımızı yeme-içme-gezme faaliyetleriyle geçirmeye karar verdik. tabii bu çevre-dostu eylemlerimize mani degil, kağıt, cam çöpleri ayırmaya, suyu gereksiz akıtmamaya aynen devam.

evde taze çicekler olması hepimize iyi geliyor, ev arkadasıma, bana ve de kedimiz badem'e :) kedilerin sonsuz merakını ve şaşkınlığını izlemek çok eğlenceli. yılbası öncesi aldığımız kokinalara da çok ilgi göstermişti bizimki, uzun uzun koklamıs, bir süre vazonun dibinden ayrılmamıştı. lalelere de aynı tepkiyi verdi. badem'le bu ara aramız çok iyi, kucağımda yatıyor ve kafasının üzerindeki tüyleri tersine tersine okşayıp punk modeli yapmama, ya da kulaklarını indirip şekilden şekile sokmamama sesini çıkarmıyor hiç. nerde o beni koridorda kovalayıp tırmık atan kedi, nerde bu evdeki mınis şey :)

ha bir de, ofise bir kedi dadandı. tekir, uzun bacaklı, atletik bi arkadas. öyle de insan canlısı ki, kesin bir evin kedisiymiş, sonra başına ne geldi bilmiyoruz ama sokak kedisi olmuş. berbat bir sesi var, bir martı miyavlamaya çalışıyor sanki. mama aldık, su kabı koyduk, gündüz ofiste takılıyor, toplantılara giriyor :), gece de paspasın üzerinde uyuyor. adı da paspas :)

sırasıyla resimler:
mütemadiyen şaşkın badem en sevdiği yastıklarla.
badem'in lale aşkı.
yeni ekip arkadaşımız paspas.

herkese iyi haftasonları...

6 yorum:

Elif Derviş dedi ki...

Çok keyifli bir yazı olmuş. Badem yiyor mu çiçekleri? Bizimkiler çok sever de :)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Badem, verdiği pozda çok yakışıklı çıkmış.:)
Paspas henüz teirgin duruşlu. Yakında iyice yayılır, o da.
:))

elektra dedi ki...

evvel zaman içinde kalbur saman içinde diye başlayan ortaçgil'in kediler şarkısı tadında olmuş yazın neolitik hanım. bizim kediler keyfi bitirdi. anneleri iki küçük yavrusunu tanımıyor artık ve sürekli pataklıyor onları. ev savaş alanı gibi:( şimdi bu badem'in huzurlu bakışları hatırlattı bana evde kedi olmasının keyfini. ne acı di mi:)))

miso dedi ki...

Badem ne kadar güzel bir kedi. Her şeye şaşırarak bakıyor muhtemelen. Diğeri sokağın verdiği zorluklar dolayısıyla biraz adam suratlı olmuş sanırım, ama o da güzelmiş. Panterden bozma :)

marruu

neo dedi ki...

elif,

:) badem cok sever cicekleri, japon semsiyem vardı, onu halletti bi guzel. mutfak camının kenarına koydum, gözünün önünde olmayınca unuttu, şimdi kendini toparladı birazcık.

...

ekmekci kız,

paspas tırsıyor biraz evet, tedirginligini atamadı henüz. bizim ofise çıkan yokuş birbirinden güzel kedilerle dolu, insan hepsini alıp eve götürmek istiyor :)

...

elektra,

evde birden fazla kedi olunca sorunlar cıktıgını duymustum arkadaslarımdan. sürekli birbirlerini kollayıp, dövüşüyorlardı arkadaşımınkiler de. birinin digerini balkondan itip düşürmüşlüğü bile vardı. acayip bu kedi cinsi, tam evcil degil gibiler..

...

miso,

evet evet, badem'in yüzünde sürekli şaşkın bir ifade var. bazı günler de bir bilgelik geliyor gerci, daha bir tanıdık bakıyor eşyaya, bize :)

Vladimir dedi ki...

Paspas'ı çok sevdim, kendisine selam ediyorum.

Kediler sahiplerini kendileri seçermiş.

Çok doğru.