"şahide itirazım var efendim, bu nikah kıyılamaz!"


filmlerde olur ya, rahip "bu nikaha karşı olan varsa ya şimdi konussun ya da sonsuza kadar sussun" diye sorar, haftasonu gittiğim bir nikah töreninde öfkeyle bağıran yaşlı adamı görünce bir filmde olduğumuz duygusuna kapıldım. nikahların ardı ardına kıyıldığı, bir önceki törenin misafirleri çıkmadan bir sonrakininkilerin girdiği alelacele kıyılan günümüzün tipik nikahlarından biriydi. bizim arkadaşların isimleri anons edilince bir telaş içeri girip ön sıralardan birine oturduk, davetliler de heyecanla girip yerlerini aldılar, genç çiftimiz de kendilerini sectiğini tahmin ettiğim son dönemin romantik şarkılarından birinin eşliğinde gelip masaya oturdu. o arada damat ve gelinin akrabaları bir telaşla sağa sola koşturmaya başladı ve "şahitlerden biri gelmemiş" gibi bir cümle çalındı kulağımıza.. hay allah nolucak şimdi derken, birkac dakika içinde şahitler yerlerini aldı. şeyi anlayamadık tabii, bu şahitlerden biri zaten önceden belli olan mı, yoksa son dakikada mı biri bulundu, bilmiyoruz.

şahitler oturdu, tam törene başlanacak derken yaşlıca bir bey, kızgınlıkla masanın önüne gidip nikah memuruna bir şeyler söyledi. memur da ona bir şeyler söyledi, sonra bu öfkeli bey, ceketinin eteklerini savura savura bizim bulunduğumuz tarafa dogru yürüyüp arka sıralardan birine oturdu. oturdu ama kıpır kıpır bir yandan, sürekli söyleniyor. memur törendeki klasik lafları edip sorulara geçtiği sırada bizim öfkeli bey, sesini yükseltip "ben şahidi kabul etmiyorum" demesin mi! gelinin yüzünü göremiyorum ama damat hafiften sarardi, memur törene ara verip, "beyefendi, şahitler belli, neden böyle yapıyorsunuz, kimdir sizin şahidiniz, gelsin o da otursun, yapmayın böyle" dedi. memurun böyle hafif çıkışır, hafif alttan alır tavrı öfkeli aile büyüğünü yatıştırdı sanırım, eliyle böyle "nabarsanız yapın" gibi bir hareket yaparak sustu ve tören tamamlandı. imzalar atılıp, evlilik cüzdanı verildikten sonra nikah memuru "gelini öpebilirsiniz" dediginde damat önce bi duraladı, sonra da telaşlı bir öpücük kondurdu gelinin dudaklarına.

tören sonrası acilen çıkmam gerekiyordu, ayrıntıları öğrenemedim, kimdi o itiraz eden, neden ediyordu vs. törendeki diğer arkadaşları arayıp öğrenicem. bu arada, her nikahta/düğünde arıza çıkaran biri oluyor sanki? böyle huysuz aile büyükleri, damadın/gelinin sarhoş olup taşkınlık yapan arkadaşları vs.

nikah deyince, bir de şeyi hatırladım, annemlerin zamanında nikah için gelinlikten ayrı bir kıyafet dikilirmis, böyle döpiyes (allahım şu kelimeyi de kullandım ya, kesin bin yaşındayım sanıcak herkes:), şapka, eldiven vs. annemlerin siyah beyaz nikah fotoğrafları var, rengi anlaşılmıyor ama dediğine göre uçuk pembe imis onunki. audrey hepburn gibi bilekte biten kısacık eldivenleri, minik şapkasıyla imzayı atarken pek şık görünüyor doğrusu.

4 yorum:

neo dedi ki...

yıldırım hızıyla ayak üstü kıyılan nikahlar, arıza çıkaran akrabalar, tatsız tabii. üzerine yazacak, diyecek pek bir şey yok gibi gorunuyor.

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Valla öyle, Neocum.
Onun için ben de gidip alttaki yazıya not düşmüştüm, tekrardan.:O)

Zaten şu "nikah kıyılması" bizde biraz kuru, tekdüze bir işlem. Sanırım, o nedenle şimdilerde insanlar, yok kına gecesi, yok kır düğünü gibi süslerle biraz renk ve eğlence katmaya, törensel hale getirmeye çalışmakta.

serpil dedi ki...

Ben bu yazınızı okurken eskiden Levent Kırca parodileri vardı ya onlardan birini izliyormuşum gibi geldi de güldüm.Aslında insanların en güzel gününde bunu yapabilmek için kişinin ruh sağlığının feci durumda olması lazım,düşünsenize nikahınızı hatırladığınızda hep o adamın densizliği de gelecek aklınıza.Keşke anılardan istemediklerimizi ayıklayabilsek ...

neo dedi ki...

ekmekci kız,

yazarken tahmin ettim aslında öyle bir konu oldugunu..

kuruluk ve tekdüzelikten bahsetmissin ya, bi de yok su altinda nikah, balonda nikah gibi şeyler yaparak orijinal bi sey haline getirme çabaları var. haklılar bu durumda :)

...

serpil,

anılardan istediğimizi ayıklamak gercekten super olurdu. ben de arkadaslarımı dusundum hemen, nikah huysuz bir akrabayla kodlandı zihinlerinde simdi. yapacak bi sey yok.