üsküdar'dan motorla karşıya geçiyorum, püfür püfür esiyor diye üst tarafa oturuyorum bi güzel, pek kimse de yok. çok rüzgarlı oldugundan kitap okumaktan vazgeçip etrafı seyrediyorum. bir ara tam karşımda değil de karşıda çaprazımda oturan genç adamı fark ediyorum, çünkü bakıyor. fark ettiğimi anlayınca gözlerini başka tarafa çeviriyor. takılmıyorum, beşiktaş'a dogru bakıyorum. sandaletimi fazla sıkı baglamısım onu gevseteyim diye eğiliyorum, o da bakışlarını eğiyor, doğrulup ters ters bakıyorum, kafayı çeviriyor. saçımdaki tokayi sıkılaştırıyorum, saçıma bakıyor. hey yarabbim, sabah sabah çattık diyorum, inip içeri mi otursam, neyse yaklaştık deyip vazgeçiyorum. motor yanaşmaya başlayınca fırlıyorum, hızlı hızlı iniyorum, o arada da unutuyorum adamı.
beşiktaş'taki büfeden uykusuz alıp, iskele'nin oradaki meydandan geçip deniz müzesinin önüne geliyorum. tam müzenin önünde kısık bir sesle arkamdan şu cümleyi duyuyorum: "seni seviyorum, seni seviyorum." duyup duymadığımdan da emin değilim, birinin kulaklığından mı geliyor acaba, yürümeye devam ediyorum, yine geliyor aynı kısık ses: "seni seviyorum, seni seviyorum" ha diyorum, birisi telefonda sevgilisine söylüyor herhalde, ne romantik :) allah allah, yine duyuyorum, ama bu seferki daha yakın, "ay noluyo be!" diye aniden durup çantamı savunma pozisyonuna geçirip arkama bakıyorum, aha, motorda karşımda oturan adam! deli misin nesin be diyorum, şaşkın, hafif bozuk suratıma bakıyor ve elini "eeh sen de" der gibi sallayıp karşıya geçiyor. "hişşt yavrumm!" falan diyenine rastlıyor insan da bu neydi şimdi diye kalakalıyorum, herif resmen "seni seviyorum" deyip durdu kaldırım boyunca, şaşırıp kızınca da kıymetimi bilemedin der gibi çekti gitti! saçma ama bu daha korkutucu geldi, öteki daha tanıdık, basıyorsun sen de küfrü, rahatlıyosun, buna ne denir ki! seviyormuş, peh!
yalnız ben bir fırçayla çabucak hadi leyn moduna geçme moduna güldüm çok. gözümün de önüne böyle tıfıl, saçlar yana yapıştırılmış, gömlek en son düğmeye kadar ilikli romantik bir tırsak getirdim, gül gül öldüm valla. taş attın mı taş?:)))
YanıtlaSilGerçekten çok komik :)Eminim siz de gülmekle sinirlenmek arasında gidip gelmişsinizdir olayın şokunu atlatınca. "Seni Seviyorum " ne ya ? :D
YanıtlaSilBiraz urkutucu ama; kisik sesle, seni seviyorum, seni seviyorum diye diye pesinden gelen bir tip! Kufretse daha iyi :)
YanıtlaSilUf çok korktum ben Neolitik hanım, vallahi korku filmi gibi... Seviyormuş işte yazık. :)
YanıtlaSilelektra,
YanıtlaSilbeni de şok eden kısmı o oldu, yani seni seviyorum diye fısırdaması da bi acayip de, o elini öyle sallayıp çekip gitmesi pek tuhaftı. taş maş atmadım, bakakaldım öyle, uzatsaydı mevzuyu cantamı kafasına geçirmeyi planlıyordum :)
...
bettra,
aynen öyle oldu, önce sinirlendim sonra da arkadaslara anlatırken gülme tuttu. kıymetini bilemedim sapığın :)
...
teyzen,
biri buna "abi kadınlara karşı ince ol, güzel şeyler söyle, seni seviyorum de mesela" dedi de, bu da hemen gaza mı geldi nedir? ama diger türlü laf atanlar bu kadar ürkütücü diyil bence de :)
...
güneşli günler,
korku filmi mi desem, romantik komedi mi -yoksa kara film mi- bilemedim :)
Neocuğum yahu,
YanıtlaSilAcaba diyorum, dönüp de "ben de seni seviyorum bebeğim!" deseydin ne yapardı?
Tabii ki çok riskli, fakat sanırım, bu yöntemle daha hızlı bir kaçış sağlanabilirdi.
:P
ekmekçi kız,
YanıtlaSilahaha! süper çözüm aslında, denemeye değer bence bütün risklerine rağmen :)
:)
YanıtlaSil