aah evropa!

yaa her bayram eskişehir'e gidip duruyorum, bu sefer değüşük olsun dedim ve son anda rotamı avrupa'ya çevirdim. başdöndürücü bir tur oldu :)

önce ingiltere'de bir liman kenti olan portsmouth'a uğradım, klasik ingiliz havası işte, kapalı, depresif, limanda biraz vakit geçirip, bir pub'a sığındım.

ordan stockholm yapayım dedim, birkaç yıl önce toplantı için gittiğim o göl kıyısındaki şato otel pek güzeldi, hava yine kapalıydı evet ama olsun, sıkı sıkı giyinip, göl kenarında yürümek iyi geldi.

sonra hava durumuna baktım, Alpler hafiften güneşli gibi, hem dağ havası alayım dedim, ver elini heidi'nin köyü: meienfeld.

orda oyuncakımsı trenler yeşillikler içinde turlar attım, o canıım eski istasyonlara hayran hayran baktım.

dönüşte de dur dedim biraz güneye ineyim, venedik'te bir gondol turu atıp memlekete öyle döneyim.

************

ehem, şaka şaka, eskişehir'deydim ben, fotoğraflar da güzide anadolu kentimizdeki bilim-kültür parkında çekildi (son fotoğraf hariç, ben gezemedim ama gondol seferleri de başlamış hakkaten). başkan büyükerşen avrupa'da beğendiği ne varsa hepsini şehre getirmeye kararlı görünüyor. babamın dediğine göre yakın zamanda japonya'ya gitmiş, şimdi sırada japon bahçesi varmış. iyi hoş da her yere kendi fotoğrafını koymasa! (bi de gondoldu, korsan gemisiydi, fazla olmuş biraz, batılıların "theme park" dedikleri türden bi hava vermiş şehre, bilemedim)

(julian barnes'ın "ingiltere ingiltere'ye karşı" romanını hatırladım şimdi, ingiltere'ye özgü şeylerin olduğu bir theme park'ta geçiyordu, big ben, lady di'nin mezarı, harrods vs. ne eğlenceli romandı!)