Atomu parçalamak mı, su tesisatını onarmak mı?



Usta dediğin kişinin adı üstünde, belli bir konuyu çok iyi bildiği varsayılır diy mi? Bakınız Türk Dil Kurumu “usta” için ne diyor, “bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş ve kendi başına yapabilen kimse.” güzeeel! Peki ya bizim banyoyu ağustostan beri bir türlü hale yola sokamayan, her yeni yaptıkları şeyden sonra bir başka şeyi bozan arkadaşlara ne diyicez?

Her şey bir akşam eve girmeden önce kapının önünde bulduğum esrarengiz (diyil aslında alt komşu bırakmış eheh) notla başladı (güzel roman giriş cümlesi olur bu ha, unutmayayım:) özetle şöyle diyordu, “banyonuzdan bizim banyoya su akıyor, banyomuzu su bastı, evde yoktunuz, biz de vanayı kapadık. lütfen su kullanmayın” Allah allah, dedim musluk mu açık kaldı, su da kesik degildi ki unutup çıkayım? Neyse baktım bizim banyoda görünür bi şey yok, aşağı indim durum nedir diye. Alt kattakiler evde yok. Tekrar eve çıktım, tamam suyla bi şey yapmayayım, bulaşık, çamaşır iptal lakin tuvaleti de mi kullanmiycam? Yok artık! Bi noktada indim vanayı açtım, beş dakkalık iş, ne kadar su akabilir ki aşağıya diye düşündüm. Hemen indim vanayı tekrar kapadım. Sabah evden çıkıcam, aa baktım kapıda yine bir not: “biz size demedik mi su kullanmayın, banyoyu su bastı, size not da bırakıyoruz bıdı bıdı” diye.. bu sefer asabi bi tonla yazılmış! Hayır evden de erken cıkmıyorum sabahları, madem sabah geldin, bi zile bas diy mi, ne bu böyle mektuplaşıyoz aynı apartmanda? İndim zillerini çaldım, yoklar. Haydi, bu sefer ben bir not döşendim. “Sadece 5 dakkalığına, mecbur oldugum için açtım vanayı, banyoyu su bastı derken abartıyor olabilir misiniz acaba? bugun tesisatçılara haber vericem. Bi de not bırakmak yerine zili çalarsanız iyi olur, evdeyim zira” diye gıcık bir tonda oldu benimki de...

neyse uzatmayayım, ev sahibinde anahtar var, ustalar (!) biz işteyken geldiler, meğer küvetten sızdırıyormuş. Komple değişecekmiş, yenilemek çözüm olmazmış. Pekiy, değişsin de biz tatile gidicez o sıralar, tamam dedik biz yokken yapın. Ama kediye dikkat edin, kaçmasın (ha dikkat etmişler mi hayır, zavallı badem bir geceyi apartmanın en üst katında aç bilaç geçirdi ustalar sayesinde, kaçıp oraya saklanmış, evde deli gibi arayıp bulamayınca bi de apartmanın içine seslendim, “miyvv” diye koşarak geldi şaşkın:). Badem’i aynı mahalleden bir arkadaşa emanet ettik, anahtarı verdik gün aşırı gelip mamasına, suyuna, kumuna baksın diye. O da tamam. Tatildeyken ev arkadaşımla telefonla konustuk sık sık, o da seyahatteydi ama ev sahibi ve ustalarla iletişimi o kurdu, ben de haberleri ondan aldım. Ustalar çalışıyormuş, kedimize mama ve su veriyorlarmış (görev tanımlarında yok böyle bi şey ama olsun, sevdirdi demek bizim badem kendini), hiç merak etmeyelimmiş, banyo şahane oluyormuş vs.

efendim tatilden döndük, banyo pek güzel yenilenmiş, baştan ayağa, küvet, lavabo, fayanslar vs. tabii ortalık biraz batmış ama olacak o kadar. Temizlik yapıldı, havlu dolabı yerleştirildi. Dur dedim ben bir duş alayım yenilenmiş banyomuzda, elektrikli termosifonu açtım, iki dakka geçmedi sigorta attı, haydaa! Tekrar denedim, yok olmuyor. Elektrik bağlantısında sorun var. Ustalar yine arandı ertesi gün, çok yoğunlarmış hemen gelemezlermiş. Birkaç gün sonra geldiler, elektriği düzelttiler. Aradan fazla zaman geçmedi yeni takılan klozet kapağı çat diye kırılmasın mı! Artık onları aramayalım kendimiz halledelim diye, sağlam bi tane alıp kendimiz taktık. Bir hafta sonra termosifonun su borularından damla damla su akmaya başladı. Önce az bir miktardı, altına irice bir bardakla idare ediyorduk, hemen dolmuyordu. Ama bir akşam bi geldim, oo damlaların arası sıklaşmış, bardak dolmuş taşmış! Gece gece tesisatçı nerden bulucam, macunla falan kapamaya çalıştım, olmadı, boruyu sıkıştırayım derken elimde kalmasın mı? Bayağ filmlerdeki gibi duvardan su fışkırdı, koşarak gittim vanayı kapadım ama bir hayli ıslandım, banyo su doldu vs. haydi ustaları bi daha aradık (kaç oldu saymadım bu arada), gelip boruları yenilediler. O da üç gün sürmedi, bu sefer termosifonun  üç ayrı yerinden hızlı hızlı akmaya başladı sular, tam da bayram öncesi, kova boşaltmaktan bi hal oldum. 


bayram dönüşü noldu dersiniz, tabiy ki yine arandı ustalar, ustaları da evsahibi ayarlıyor bu arada, adam da yılmış artık. Ev arkadaşıma “kızım atomu parçalamak vallahi daha kolaydır herhalde” demiş ustalardan çektiğini anlatırken :) aynen öyle valla. En sonunda termosifonu yenilediler (bence onların yaptığı şeyler yüzünden bozuldu zaten, mis gibi çalışıyordu önceden). Bu tür termosifonlar su fazla tazyikli olursa bazen damlatırmış, normalmiş bu, ince bi hortum takmışlar, o hortumun ucunu da kırmızı küçük bir leğen var, onun içine koyup gitmişler! E güzel, demek ki biz banyoda bu saçma hortum ve kırmızı leğenle yaşamaya alışıcaz nabalım! Yok artık! Leğeni kaldırdım, hortumu –allahtan uzunca takmışlar- duşakabinin üzerinden küvete sarkıttım. Şimdilik başka bir çaremiz yok zaten. Bir usta daha çağırmaya mecalimiz kalmadı. Bu beceriksiz usta hikayelerini bir sürü arkadaşımdan duyuyorum, en son biri terasını üç kere yaptırmış, hala akıttığını görünce oturmuş ağlamış. Bir başkası da badanayı kendi yapmaya karar vermiş. Bizim ofiste de terasın ucundaki sızıntıyı bir türlü tamir edemeyen bir ustayla çalışıyoz. En son “usta olmamış bak, komşu geldi yine aşağıdan” dedik, “ben elimden geleni yaptım. Sızmaması lazım” diye kestirip attı. Ay çok uzun yazdım ama mağduruz valla, son olarak şu yeni duyduğum bedduayla bitireyim: Millet artık birilerine çok kızınca “evine usta girsin inşallah!” diye beddua ediyormuş, iyi mi!

4 yorum:

şule dedi ki...

yazık sana neocum ya...

Ebru dedi ki...

Kabus gibi ne üzücü yaşadıklarınız. Bir de bu ustalar acayip paralar istemiyorlar mı oracıkta su borusunu kafasına indirmek istiyor insan toplam 10 dk süren bir iş için üstelik hiçbir malzeme kullanmadığı halde 100 lira demişti 'usta' hem bize oluru oymuş üstelik biz tesisat dünyasında nasıl bir öneme sahipsek artık.

Adsız dedi ki...

Her ustaya bir babam lazım! Babam, yılmaz dedemin yılmaz acarlığı sonucu çocukluğunda birçok yazı birçok meslek dalında çıraklık yaparak geçirdiğiyçün bu usta milletini pek iyi bilir. Birini eve sokması gerektiğinde başından asla ayrılmaz ve asla ama asla ustanın işi kendi bildiği gibi yapmasına müsaade etmez, teker teker her adımda ne yapılacağını söyler, beğenmezse beğenene dek tekrar tekrar yaptırır. Mind you, iş bilmenize de gerek yok, çoğunlukla aklı başında insanların kolaylıklar anlayıp yapabileceği şeyleri ya ahmaklıklarından yapamaz yahut hainliklerinden yapmak istemez "ustalar". Canlarından bezen ustalar babama "Abi bir karışma, bu bizim işimiz" diye diklenecek olsalar lafı ağızlarına tıkar, gençliğinde kaç sene nelerde nelerde çalıştığını anlatıp adamlara "bir zahmet sizin işinizi sizden iyi bileyim, bizim zamanımızda senin gibi çalışanı değil usta, çırak bile yapmazlardı" diyerek bir güzel de paylayıp üste çıkar. O sebeple sanırım, bizde eve usta bir kere girer, ikinci defa gelmesi gerekirse tekrar babamla karşılaşacaktır çünkü, bunu göze alabilen bir ustayı şimdiye kadar görmedik. Fiyat konusunda da acıması yoktur, malzemenin, işçiliğin ederini bildiğinden fazlasını isteyen ustayı silindirle ezer geçer. Geçen gün babamı biri aradı, bir baktım benim müteahhit, şaşkın şaşkın telefonu babama verdim, babam adamla sanki kırk yıllık ahbap gibi inşaat işlerinden konuşmaya başladı, kırk yıllık müteahhit babama bir meselede akıl sormaya aramış. Yahut sen bilim adamısın, sosyal bilimcilercisin hem de, ne işin olur adam senin inşaat işleriyle diyemedim tabii. Usulca çıktım odadan. Diyeceğim, dilerseniz göndereyim babamı, halletsin sizin işi de Neolitik Hanımcığım :) Badem'i alıp gelebilir yalnız, uyarmadı demeyin, kedilere dayanamaz :)

PA

neo dedi ki...

şulecim,

gerçekten de yazık... ama neyse şimdilik sorunlar bitti. banyoda herşey tıkır tıkır çalışıyor, aman nazar değmesin :)

..

ebru,

ya evet sormayın, o da ayrı bi dert. gelip arızaya şöyle bi bakıp, hmm evet bozuk bu demek bile servis ücretine yetiyor. sayfayı okuyan usta var mı acaba bu arada? fazla atıp tuttuyorum, düşman olmasınlar bana ;)

...

pa,

yaa ne güzelmiş! çok kıskandım! yani ben de elinden az buçuk tamir işi gelen biri olarak (matkap kullanırım, bozuk kettle felan varsa güzelce açıp tamir ederim o derece :) baban kadar olaya hakim olmayı çok isterdim. tabii vakit olacak bir de ustalara nezaret edeceksin.

her eve baban gibi bir "ustabaşı" lazım valla! badem'e de sorayım bakayım ne diycek :)