bu bayram ejderhaya girelim dedik :)



bir bayram ertesi izlenimleri makalesi ile daha karşınızdayım efenim. Denizli’ye gidildi, bayramın ikinci günü seyahat ederek, bayramın ilk günü kahvaltıda “kavurma + ciğer” menüsünden de yırtılmış olundu. İşte bulıt bulıt bayram:

- istanbul-denizli otobüsle dokuz saat sürüyor, eh biraz yorucu oluyor haliyle, dur dedim bu sefer uçakla gideyim. Hem zaten yılsonunda bitecek miller vardı, onları da değerlendirmiş olurum. thy internet sitesinden rezervasyon yapayım dedim, miller de yetiyormuş, o da şukela, gidişi verdi lakin dönüş uçaklarında hiç yer yok! Hay bin kurban diyerek, yeni bir rezervasyonla sadece gidiş ayırttım, nabalım dönüşte otobüse talim. İlk rezervasyonun süresi 8 kasımda bitiyordu, diğeri için 12 kasım verdi, oh dedim vakit var daha. Bileti almayınca ilki iptal olur diye düşündüm, büyük hata yapmışım. Bileti almaya gittim ki görevli ama sizin rezervasyonunuz iptal olmuş görünüyor demesin mi? meğer aynı uçağa aynı isimle birden fazla rezervasyon yapınca sistem ikisini de iptal ediyormuş. Pekiy yer var mı uçakta, yok! Nea! O kadar heveslenmişim, uçakla gidicem diye, yine mi Pamukkale turizm’in yolları bana! Kös kös ofise gittim, dur dedim şansımı bir daha deneyeyim, bu sefer telefonla aradım thy’yi, derdimi anlattım, kız “e, milleriniz yetiyor, business’ta uçabilirsiniz, yer var” demesin mi? Yaşasın! “business” diyince de aklıma hep cem yılmaz’ın şovunda anlattıkları geliyor, “nedir yani business, perde kapanıyor, krem şantiler çıkıyor vs :) uçak sabahın körü bir saatteydi, uyku mahmurluğunda onu hatırlayıp kendi kendime güldüm. uçuş genel olarak iyiydi ama tam iniş için alçaldığı sırada pistin üzerinde bir tur daha atması tedirgin edici oldu, ters bi rüzgar mı yedik nolduk anlamadım ama epey bi yalpaladık.

- neyse sağ salim indik, çardak havaalanından denizliye havaş varmış, ordan da mahir abi aldı, eve vardık. Yeğenler görmeyeli büyümüş, büyük olanı ergenlik krizini atlatmış, pek sevimli olmuş, ufak olan da ergenlik nöbetini abisinden devralmış, sinir küpü bir genç irisi olarak ortalıkta dolanıyor, -aslında dolanıyor sayılmaz hep bilgisayarın başında. klasik denizli programı, ablamın kayınvalidesini köyde ziyaret, arabayla yakın çevrede geziler, bol bol tatlıya, böreğe, envai çeşit yemeğe gark olmak, puzzle yapmak vs. Bu arada 500’lük götürmekle hata etmişim, bir günde bitti, bir dahakine yine 1000’lik şart.

- tatilde meşhur tığ işi battaniye motifini (“granny square-büyükanne motifi”) öğrendim ablamdan. Dergilerden ve internetten denemiştim ama olmamıştı, şimdi direkt battaniyeye mi başlasam –ki annem sorup duruyor, bu kış örmüyor musun diye, pek seviyor benim battaniyelerimi- yoksa daha ufak bi şey mi örsem karar aşamasındayım.

- başlıktaki ejderha göndermesini de açıklayarak bitireyim: bayram boyunca şu meşhur İsveç polisiyesi “ejderha dövmeli kız”ı okudum, tamam sürükleyiciydi, güzeldi ama yer yer gıcık oldum. bi kere kitabın üçte biri bitti hala ejderha olayına giremedik iyi mi? Sonradan şüphelenip baktım, meğer İsveççe orijinal adı “ejderha dövmeli kız” değil “kadınlardan nefret eden adamlar” imiş, bence de değiştirdikleri iyi olmuş! Bir de ana karakterden erkek olanının kadınlarla ilişkisinin kitap boyunca James bond tadında gitmesine hasta oldum! neyse fazla yazmayayım spoiler sevmeyen bir kişi olarak.

- aa size söylemedim diy mi? Ehliyetin yazılı sınavından geçtim (motor 93, trafik 91, ilk yardım 90) en çok korktuğum motordan en yüksek notu almam da enteresan oldu ehehe! Bi de sınavdan sonra ay çok yanlışım var galiba diye dolanıyordum ortalıkta, hem inek hem şuursuz neo :) bu cumartesi direksiyon sınavı var, bana şans dileyin.

12 yorum:

senaaaaa dedi ki...

hadi geçmiş olsun, bol şans!

elektra dedi ki...

neocum hoşgeldin:) bu cumartesi için iyi şans dileklerimi yolladıktan sonra, bir de şahsi dilekte bulanayım: bebekte üjjj bejjjj tur atalım. he mi? borç olsun mu alırsan ehliyeti:)

Adsız dedi ki...

sevgili blog yazarı, pek hoş pek tatlı bir bloğunuz var doğrusu. nasıl desem, böyle hayatın içinden... sizi buradan bir tebrik edeyim dedim. vallahi elinize sağlık neo hanım! bi de bi zamanlar bi ev arkadaşından bahsedilmiş yazılarda, ama artık bahsi pek geçmiyor. beni bi merak aldı da, sorayım dedim.

Adsız dedi ki...

sevgili blog yazarı, pek hoş pek tatlı bir bloğunuz var doğrusu. nasıl desem, böyle hayatın içinden... sizi buradan bir tebrik edeyim dedim. vallahi elinize sağlık neo hanım! bi de bi zamanlar bi ev arkadaşından bahsedilmiş yazılarda, ama artık bahsi pek geçmiyor. beni bi merak aldı da, sorayım dedim.

ulker dedi ki...

Sevgili Neo,

Ben de seyahatten, bayramdan fırsat bulsam sana örnekli açıklamalı "granny square" gönderecektim ki halletmişsin o işi. Bana kalsa diğer kışa yetişirmiş zaten. Battaniyeyi bekliyoruz. Bitmesi gerekmez yapım halindeyken de göndersen olur

Sevgiler

Ülker

neo dedi ki...

senaaa,

teşekkür ederim, şansa ihtiyacım olacak bence. kaç haftadır gidiyorum direksiyon dersine ama son iki dersi kaçırdım. bakalım nasıl olacak?

...

elektracım,

hoşbulduk. bebekte de tur atarız, cadde'yi de arşınlarız, hiç merak etme, hele bir alayım şu ehliyeti :)

...

adsız,

ev arkadaşım var, lakin epeydir hep seyahatlerde, pek görüşemiyoruz kendisiylen o yüzden pek bahsi geçmedi, yoksa candır kendisi, çok severim. çok da özledim.

blogla ilgili övgülerinize teşekkürler, seviyorum burayı, yazmayı, blog arkadaşlarımı.

...

ülker,

çok teşekkür ederim. battaniye mi yoksa şimdilik ufak çaplı olsun diye yastık kılıfı mı örsem bilemedim. evdeki ipler de kalın biraz, tığla örmesi zor oluyor. ince ipler az miktarda, takviye yapmak lazım. renklere de karar veremedim. ama akşam ilk motiflerin fotoğrafını çekeyim, o renklere başka hangi renkler katayım diye fikir danışayım size.

sevgiler

ulker dedi ki...

ince iplerin bir kaç tanesini bir arada kullanıp kalın iplere eşitleyebilirsiniz. Onları da daha kalın tığla örebilirsiniz. Ama battaniye için sert olur tabi. Deneme için nihale türü bir şey de yapabilirsiniz kalın ipleri değerlendirmek için. Akıl vermek ne kolay, ben burada önerilerimi bitireyim.

Sevgiler

gülçin dedi ki...

Neocum, kutlanacak ne çok şey birikmiş :) bi kere bayram gelmiş geçmiş, puzzle bitirilmiş, lisbeth salander ile tanışılmış (ki buna bizzat memnun oldum, diziye devam et lütfen) veee şöförlüğün teorisi yalanmış yutulmuş, üstelik tescillenmiş! ah, bir de battaniye örülecekmiş. daha ne olsun! hepsi kutlu mutlu olsun :)

sevgiler

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Bol şans, bileğine kuvvet!
:))
Ben de isterim Bebek turu...

Şans diledim ya, arsızlanacam, de mi?
;)

neo dedi ki...

ülker,

kalın ipleri tığla örmesi zor oluyor. dediğiniz gibi büyük çaplı bir şeydense nihale falan örülebilir. fotoğrafları çektim ama henüz vakit bulamadım koymaya. bir bakın bakalım, nasıl olmuş.

sevgiler

...

gülçinciğim,

:) doğru diyosun kutlanacak ne çok şey var! seriye devam edeceğim, şimdi ilk kitabın filmini izleyeyim diyorum. battaniye konusunda kararsızım, mevcut olan zilyon tane ipi değerlendirecek bir şey mi yapayım, yoksa yeni renk renk ince ip mi alayım. du bakalım.

benden de sevgiler.

...

ekmekçi kız,

hoşgeldin yahu! ne güzel gezmişsiniz, ne güzel fotoğraflar! özellikle yeme-içme kısmıyla ilgili olanlar dikkatimi çekti ;)


bebek turu atılacak, o kesin.

Lilium Bosniacum dedi ki...

neocum dantel için youtubeda bir hatun buldum teresa diye muhteşem anlatıyor ve çekimleri çok güzel.. slow motion bile var.. bir dene istersen.. youtubeda teresa crochet yazınca çıkıyor... kolay gelsin...

neo dedi ki...

liliumcu,

baktım youtube'a, iyi anlatıyor gercekten. baska motifler için bakarım ara sıra. teşekkürler.