"anlatmak hemen her zaman bir armağandır"*


İnsan asla hiçbir şey anlatmamalı, bilgi de vermemeli, hikâye de aktarmamalı, hiç var olmamış, yeryüzüne ayak basmamış, dünyayı dolaşmamış ya da bu dünyadan geçmiş ama tek gözü kör, kararsız unutuşa gömülerek yarı yarıya kurtulmuş varlıkları da insanlara hatırlatmamalı. Anlatmak hemen her zaman bir armağandır, anlatılan hikâye zehir taşısa ve saçsa bile; aynı zamanda bir bağdır, güven duymaktır; er veya geç ihanete uğramayan güven ise nadirdir; dolanıp düğümlenmeyen, sonunda sıktığı için bıçak ya da jiletle kesilmesi gerekmeyen bağ da nadirdir. 

metis'ten yeni çıkmış bir kitaptan bu alıntı... ispanyol yazar javier maras'ın "yarınki yüzün" üçlemesinden, okumadan kitap önermek riskli iştir ama olsun. hem anlatmak armağandır demiş ya, bu ara hiç armağan verecek bir ruh halim de yok, denk düştü. 

* Yarınki Yüzün - Cilt 1, Ateş ve Mızrak / Javier Marias - Metis Yayınları

**Fotoğraf Flickr'dan

4 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Hiç böyle bakmamıştım.
İlginç!
Ve güzel!
:)

neo dedi ki...

diy mi? ben de ilginç buldum, kitabı da alıyım diyorum. gerçi bu ara kitap almayayım diyorum ama dayanıycam yine galiba :)

hafif abi dedi ki...

eh, bu kitaptan beni haberdar etmeniz bana da bir armağanınız oldu sevgili neolitik hanımcığım... okumak farzoldu. ne zaman okuyacaksam artık...

neo dedi ki...

hafif abicim :)

ben de şu kitabı gördüğümden beri elimdeki kitaptan soğudum, bir an önce bunu almak ve okumak istiyorum. kitap yarım bırakmamak gibi saçma bir takıntı bi yandan, bi yandan hayat kısa al oku işte diy mi? bakalım, yarın alır başlarım belki.