Yağmurda Kuzguncuk.


Akşamın zehrine ilaç gibi gelen tarçınlı, zencefilli, portakallı çay, dışarıda yağmurun, masada nicedir görüşülememiş, özlenmiş bir arkadaşın tatlı sesi, bir daha uzun bir süre arızaya bağlamama kararı :) -bağlansa bile bilgisayarı açmama en azından-, stresli bir haftayı en az hasarla atlatmanın ferahlığı, pazar günü ofiste yalnız olmanın burukluğu… 


Fotoğraf şurdan: 

11 yorum:

endiseliperi dedi ki...

ayıklamaca yok! arıza halleri de bize dahil. en çok onlar. bilgisayarını da aç. herkesin yarası kendine özgü, bizi farklılaştıran bunlar, yoksa giyinmiş kuşanmış zevzek birer neşe ya da gösterişli hüzün fotoğraflarına benziyoruz, sevgili neo. hep aynı. senin kendi hüznüne bakışındaki ironi dolu utangaçlık ne güzel. çırpınıp duran elini sonunda sımsıkı kapayıp kucağında tutuyorsun ya... hem rahat olmanı istiyorum hem de bu kendinle bu fren dolu, bazen kafayı bulunca gaza basmalı, bazense motoru gaza boğmalı (eh, ehliyet aldın artık;) uğraşını seyretmek hoşuma gidiyor.

sevgiler.

aslı hayvanı dedi ki...

bence de arıza durumunu engellemeye çalışmayalım. bağlayacağımız varsa bağlayalım. gerekiyor ki arızaya bağlıyoruz. bunlar hep vücudumuzun savunma mekanizmaları. elleşmeyelim, sevelim onları.

hafif abi dedi ki...

çok sevdiğim iki insana armağan ettiğim müzikleri size de armağan etmek istiyorum sevgili neolitik hanımcığım: http://kostarikayabiriki.wordpress.com/2011/01/24/yol-yolunda-gerek/

arıza da neymiş!

hafif abi dedi ki...

iki değil, üç olacaktı. yanlış yazdım. hay allah.

neo dedi ki...

pericim,

sabah içim sıkıntıyla dolu açmıştım sayfayı, dün gece neler saçmaladım ben öyle diye, yazdıklarını okumak çok iyi geldi :) hem dağıtıyom, hem utanıyom, böyle bi insanım işte.

sevgiler...

***

aslı hayvanı,

doğru diyosun, bağlayacağımız arızalara bağlayalım ki günlük rutini sürdürebilelim. günlerdir odamı toplamam lazım mesela, bunalımlı isyankar ergen odasından beter oldu, giysi yığınları, dergiler, gazteler, ne zamandır girişemiyordum şimdi bi şevk geldi, akşam toplamaya kararlıyım.

***

hafif abi,

şu anda dinliyorum müzikleri, çok güzeller, çok teşekkür ederim. bana kars'ı hatırlattılar, o güzelim rus evleri, geniş yollar, kiliseler... ve evet, bence de "yola çık, yoldan çık!" :)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Kuzguncuk iyi gelmiştir, evet!
Ben de gitmiş olsam şimdi mesela, bana da iyi gelirdi.
Güzel olsun bu hafta, çok güzel.
:))

neo dedi ki...

ekmekçi kız,

evet evet, güzel geçsin. çabucak cuma gelsin mesela :P

karga'nın günü dedi ki...

Neo, Kuzguncuk iyidir. Kalp kırıklığına, neşeye, hüzne, mutluluğa iyi gelir. Hayatımın en büyük doğrusunu orda tanıdım ve onu yine orda kaybettim. Benim ruhum orda kaldı.

serpil dedi ki...

Neocum Kuzguncuk'ta neresi güzel, hiç gitmedim yani geçtim çoğu kez ama orada bir gün geçirmedim. Çok ta istiyorum, tavsiyelerini bekliyorum, bir yardım et kardeşim :))

neo dedi ki...

gamlı baykuş,

hmm, doğrusu merak ettim kuzguncuk'un hayatındaki önemini, belki bir gün yazarsın?

...

serpilciğim,

biz "hayat kahvesi" diye bir yere gidiyoruz, ahşap bir evi kafeye çevirmişler, sevimli, sıcak bir yer. kış çayı içmeni öneririm, portakal dilimiyle, tarçınlı kurabiye ve koca bir fincanda servis ediyorlar. kahvaltı güzel görünüyordu, biz öğleye doğru gitmiştik, tost yedik, çay, çorba içtik.

bir de bir yunan lokantası vardı, kosinitza diye, ona bir yıl önce gitmiştim, küçük, samimi bi yerdi, kareli örtüler, duvarlarda resimler, eski objeler. yemekler de güzeldi, hala açık mı bilmiyorum gerçi, o tür küçük yerler pek uzun ömürlü olamıyor. sen de bir bak bakalım, belki yeni yerler keşfedersin :)

serpil dedi ki...

Teşekkür ederim Neocum, mutlaka gidicem, yeni bir keşif olursa hemen bildiririm sana da : )