kar ve çikolata

ofiste kar ıssızlığı. karşıda olsaydım kardan çıkamasaydım ben de. ama bi yandan da iyi böyle. semaverde taze çay. yeni ofis kedisi tokmak'ın mırıltıları. bi ara onun hikayesini yazmam lazım. gandhi taktiğiyle kendini nasıl ofise kabul ettirdi, anlatmaya değer. artık bir süre gazete-haber sitesi, twitter okumasam, tartışma programlarını izlemesem. kitaplıkta yine bir ayıklama faaliyetine giriştim, dün bir kısmını sahafa götürdüm, karşılığında iki simenon, bir dürrenmatt aldım. simenonlardan biri tanıdık gelmişti, nitekim evde varmış. battaniye bitirme işi yavaş ilerliyor, bir noktada ipim bitti, yenisi alayım derken vakit geçti. cuma eskişehir'e gidiyorum, karda tren yolculuğu güzel olacak. boğazımda bir tırmalanma hissi. içine zencefil, karanfil, tarçın ve portakal kabuğu koyarak kış çayı yaptım. ilk içişte aromaları yeterince güçlü hissedilmiyor ama biraz bekleyince nefis oluyor. terastaki kuşlar için koyduğum ekmekler azalmış, öğlen yemeğinden artanları ilave etmeli. nestle'nin keyf-i tahıl diye bir içeceği çıkmış, içinde o kadar çok katkı maddesi vs. var ki tırstım ama merak ediyorum (abur cubur araştırmacısı neo'nun dramı :) bi yandan da. birazdan deniycem galiba. tadına bakıyım bi daha içmem, zaten mis gibi çay varken. ne zaman kar yağsa çocukluğumdan bir günü hatırlıyorum, okula gitmemiştim, annem sıkıca giydirmiş, biraz da harçlık vermişti, lojmanların hafif eğimli yolundan aşağıdaki kantine kaya kaya gitmiş, nestle çikolata almıştım, içinden hayvan resimleri çıkıyordu, o gün aldığımdan zebra çıkmıştı, çok sevinmiştim. dönüşte çocuk parkına falan bakmıştım birileri varsa oynarız belki diye. kimse yoktu, sırf çocuk değil hiç yetişkin de yoktu etrafta. kar sessizliğinin içinde, ağzımda çikolatanın tadı, cebimde zebra kartı mutlu mutlu gezinmiştim etrafta. başka bir sürü kar anısı arasından en sık hatırladığım bu nedense. dur ben bi de çikolata bulayım bi yerlerden :)

fotoğraf şurdan

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Neo,

Aman icme keyf-i tahili! Tek kelimeyle berbat bir sey o. Kar, cikolata, cay keyfini bozacak kadar berbat hem de.

Sevgiler,

PA :)

neo dedi ki...

pa,

yorumunu görünceye kadar karışımı hazırlamış bulundum :) bi yudum aldım, "bu ne be!" dedim. kokusu da bi acayipti. aman aman, dediğin gibi beter bi şeymiş. içerim mis gibi çayımı.

sagolasın
sevgiler

endiseliperi dedi ki...

neocum, çok ama çok güzel bir kar anısı bu. yani satılık olsa, karşılığında en sevdiğim anımı değiş tokuş ederim bununla, o derece sevdim. ben ilk kez kar yağışı gördüğümde eşek kadar olmuştum. üniversitedeydim. yurdun bahçesine çıkmıştık ama çocuk gibi sevinmeyi unutmuşuz, öyle aptalca döndük durduk, çığlık attık. cebimizde bir zebra, bir orangutan resmi olsun yoktu.

öpücükler, sevgiler çok.

* karda tren seyahati de çok iyi fikir. bayıldım. sanki ben gidiyorum:)

neo dedi ki...

pericim,

güzel diy mi? karı ilk görüşüm diyildi, onu pek de hatırlamıyorum, galiba dört-beş yaşlarındaydım, bahçede komşunun kızıyla çekilmiş bir fotoğrafım var, elimde bir kartopu tutuyorum :) herhalde ilk görüşüm o gündü.

tren yolculuğu için ne müzikler yüklesem acaba mp3 çalarıma? türkü koysam biraz, eve gidiyorum hem hüzünlü hem mutlu. faure diye bir besteci keşfettim, bizim komiser wallander dinliyordu :) onu da yükleyeyim, kar manzarasıyla iyi gider.

ben de öptüm.
sevgiler

ulker dedi ki...

İplerini alsaydın keşke, trende güzel olurdu el işi. Bu kış çayını yapıcam bugün çok merak ettim tadını. Ama ayrı demlikte yapmak lazım di mi, koku sinmesine karşı.
Sevgiler

Ülker

neo dedi ki...

ülker,

kamusal alanda örgü örmeye hazır değilim :) fazla dikkat çeker gibi geliyor.

kış çayını ben bardakta hazırlıyorum genelde, tarçın, zencefil, karanfil, portakal kabuğunu büyükçe bir bardağa koyuyor, üzerine kaynar su ekliyip dört-beş dakka bekliyorum. gün içinde aynı karışıma yine sıcak su koyarak yeniliyorum. demlikte de kaynatılabilir ama dediğin gibi koku sinebilir.

sevgiler.