"press filmini görün"


akbabanın üç günü filmini bilir misiniz? hani bugünün tabiriyle "think-tank" (akıllar fikirler kulübü diyelim biz) tabir edebileceğimiz bir ofiste çalışan robert redford, bir gün çok gizli ve bilmemesi gereken bir şeyi keşfeder, önce keşfinin öneminin farkında diyildir, bir öğlen yemeği dönüşünde ofisteki herkesi öldürülmüş olarak bulunca anlamaya ve kaçmaya başlar. tabiy derin devlet de peşinden... o ofisteki insanların, yayınlanmış bi sürü şeyi takip edip raporlar hazırlamak gibi basit ve sıradan görünen işleri vardır ama o sıradan iş bile bir gün gelir ellerinde patlar. 

peki, özgür gündem gazetesini anlatan press bana neden o filmi hatırlattı? birinde gerçeğin gölgesi insanların ödünü patlatıyor, diğerinde gerçeğin bizzat kendisi el ve can yakıyor. gerçeğin peşindeki muhabirler bir bayrak yarışında gibi görevlerini birbirlerine devrediyor. yönetmen sedat yılmaz çok sade, duygusallaşmaya kayıp hikayeyi kaçırma riskine çok müsait bir konuyu o kadar ustaca anlatmış ki! 90'lı yıllarda özgür gündem gazetesinin diyarbakır ekibinin başına neler gelmiş, o küçük ofiste, sınırlı imkanlarla gerçeği yaymaya çalışan insanların nasıl büyük bir cesareti varmış, nasıl karanlık zamanlarmış,  her şey hem çok sade hem çok çarpıcı anlatılıyor.

biliyorum, burada pek öyle dünya haline dair şeyler olmuyor, bunun iyi ve savunulacak bi şey olup olmadığından emin diyilim ama şimdiye kadar olaylar öyle gelişti... neyse uzatmayayım, neolitik hanım bu filmi görmenizi öneriyor, başlığını bu yazıya da koyduğum yıldırım türker'in filmle ilgili yazısının linki de aşağıda:

Press filmini görün / Yıldırım Türker

5 yorum:

endiseliperi dedi ki...

akbabanın üç günü, filmini bilirim, çok da severim, hatta geçenlerde aradım yeniden izlemek için.

bu filmi izlemeyi de çok isterim, neo. teşekkür ederim güzel yazı ve tanıtım için.

sevgiler.

neo dedi ki...

daha önce de bahsetmiştik diy mi akbaba'dan, robert redford ne yakışıklıdır orda diye :) press'i görmeni isterim periciğim, seveceğini tahmin ediyorum.

bu arada geçen gün konuştuğumuz capon filmi yakın bir zamanda kapını çalabilir ;) sürpriz yapıcaktım ama dayanamadım eheh

sevgiler

endiseliperi dedi ki...

aaaa! nasıl?! çok heyecanlandım. şimdi de sürpriz oldu, kapım çalındığında da sevinirim daha, bir filmle bir sürü sevinç! teşekkür ederim, ama nasıl olacak?

yaşasın!

endiseliperi dedi ki...

bu arada demiş miydim, robert redford'un filmde, evine sığındığı kadın ben olmak istiyorum, diye? evden çıkmıyorum, bekliyorum bekliyorum, gelen giden yok;)

neo dedi ki...

mail gönderdim şimdi sana detaylar için.

hatırlıyorum sanki bunu :) evden çıkmamak iyi fikir bence, aniden gelir melir :)