külkedisi


insanın şu hayatta neyi özleyeceği hiç belli olmuyor. kuzine soba özlenir mi? özleniyormuş. gündüzleri yanan kuzineye geceleri de şöminenin ateşi eklenince sapanca'da geçen iki günün anısı hafızama sıcaklık ve ateş olarak kaydoldu. kalabalık bir grupla gidildi, hem toplantı, hem eğlence-dinlenme güzel bir haftasonuydu. hava kapalıydı, güneş bir saat yüzünü gösterdi göstermedi, kalanı bulut, rüzgar, yağmur hatta dolu. tepelerde hala kar var, bakınca bahar için sabırsızlanıp durmanın manasız olduğunu düşünüyor insan ama pazarda da çıtır çıtır semizotları, mis kokulu çilekler, çiçek tezgahlarında renk renk şakayıklar var, onları ne yapıcaz?


ikinci gece yaktığımız şöminenin yanına oturup uzun uzun ateşi izledim. hem de geçmesin diye odun atma görevine talip oldum. kaç bin yıllık seyir bu* dedim alevlerden gözümü alamazken.. içimde bir piromanyak olabilir acaba diye şüphelendim. acayip bi şey. güzel güzel, çıtır çıtır yandığı halde sağını solunu maşayla dürtmekten, odunları stratejik olarak doğru yere yerleştirmek için uğraşmaktan alamıyor insan kendini. bi yandan kontrol dışı bi yandan sana bağlı. 


akşamları scrabble ve king oynamakla geçti. ben kağıt oyunlarını pek sevmem, zaten kalabalıktık bir grup king bir grup scrabble oynadı. fena diyildi, giderek açılıyorum sanki, gerçi bi el bütün sessiz harfler toplaşınca berbat bir puan aldım, scrabble'da kaybeden aşkta kazanırmış boş tesellileriyle avundum :) ama sonraki elde kelimenin üç katı köşesine yazdığım yüksek puanlı bir kelimeyle ilk kez birinci oldum, keyfim yerine geldi. 


istanbul'a dönmeden yine pazara gidildi, enginar, semizotu, brokoli, taze sarmısak, çilek. havalar biraz düzelsin bu sefer bahçede uğraşmak üzere gidilecek. 


not: ateşin kontrollü bir şekilde kullanımına dair en eski kalıntılar 790 bin yıl öncesine gidiyormuş.  

4 yorum:

endiseliperi dedi ki...

ne demek! benim bütün hayatım kuzine soba özlemekle geçiyor. bir kuzinem olmazsa gözüm arkada kalacak. bana gelecekle ilgili bir mutluluk manzarası söyle desen, içinde mutlaka kuzine olur.

ateş büyüler. nedenini bilmiyorum. bakakalırsın. belki bir tür meditasyon sağlıyordur. yangın çıkaran suçlular için hazırlanan profilde vardı bunun bir anlamı ama unuttum valla şimdi. google'a sormaya da üşendim. kriminoloji, suçlu profilleri, adli tıp vakaları beni çok ilgilendiriyor bu aralar nedense.

ben de kağıt oyunlarında çok başarısızım. okey de de hep kaybederim. scrabble da kazanırım. ama kelimenin üç katı kısmını hep başkalarına kaptırıyorum.

neo, fotoğrafa bakıp duruyorum. hayır, arkadaki ateşe değil, sana:) ne hoş renkler var üstünde, ne hoş durmuşsun. huzurlu ama sanki biraz kendini yalnız hisseden bir kız, ne yapsa gruptan biri olamayan, idare eden. niçin yüzün yok? bunun gerçekten bir sakıncası oluyor mu?

sevgiler.

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Bahar bu, Neocum!:)
Dolu da yağar -ki, dün ben de minik taneli bir dolu yağmasına maruz kaldım- semizotu, enginar da tablaya çıkar.
Son senelerde, kıştan yaza aniden geçiliyor, ara mevsimler ya kısa kalıyor, ya olmuyor. Bakalım bu sene ne olacak?

Ateşe ve mum alevine ben de hayranım. Gençliğimde elektrik kesintisi olduğunda (hatırladın mı, öyle bir şey vardı?) saatlerce mum karşısında oturur, alevini seyrederdim.
Promaniden ziyade, arkaik genlerimiz ortaya çıkıyor bence. :)

justine dedi ki...

Ananemin kuzine sobası vardı ve ben küçükken, o sobanın kedisiydim, bayılırım;)

Aşkta kazanacağım ben!, tesellisi iyidir Neo, ya da şöyle; ben hep kullanırım bu avuntuyu, lütfen öyle olsun.

Ece Ayhan, ateşin büyüleyiciliği mevzusunu bir adım ileriye götürür; yangını seyretmek zevk verir, keyifli bir şeydir, diye. (bunu başka türlü açıyor ve farklı bir yere bağlıyor ama asıl önemli olan ateşin hipnotize etme gücü)

Çok hoş bir hafta sonu geçirmişsin, ne güzel. Senin adına sevindim, çok çok sevgiler.

neo dedi ki...

peri,

kuzine çok güzel gerçekten, o gün arkadaşım hemencecik bi limonlu kek yapıp kuzinede pişirdi, mis gibi oldu.

fotoğrafla ilgili tespitlerin tam isabet :) kendini biraz yalnız hisseden, idare eden. bu ara öyleyim, yakında geçer diye umuyorum.

fotoğraf konusunda tutucuyum, böyle iyi, koysam huzursuz olurum kesin. hem bizim işte gizem önemli eheh..

sevgiler

...

ekmekçi kız,

doğru diyosun aslında, değişkenliği bahara yakışıyor ama biraz da yumuşak, sıcak, güneşli günler olsa artık.

ateşe hayranlık - arkaik genler teorisi de aklıma yattı bak :)

...

justine,

yangını seyretmek deyince, eski istanbul'da ahalinin yangın seyretmeye gittiğine dair bi şeyler okudum sanki.. ahşap evler sık sık yanarmış da mahalleli haber alınca koşarak izlemeye gidermiş.. zalimce bir eylem ama gerekçesi böyle açıklanabilir belki?

güzeldi gerçekten, ah bir de hava birazcık ısınsa artık.

sevgiler çok :)