adaya tepeden bakan bir asma bahçesindesin. taş pansiyonun kapısı önünde oturmuşsun, güneş az önce batmış. radyoda bu şarkı çalarken yıldızlar beliriyor yavaş yavaş. rüzgar estikçe ipte savrulan havlulardan gelen tuz kokusu, aklına türlü yaramazlıklar düşüren kışkırtıcı yasemin kokusuna karışıyor. tahta masanın üzerinde buz gibi ada şarabı terliyor. hava karardıkça daha çok yıldız beliriyor, şehirde bulamazsın bu kadarını.
aynı şarkıyı dev bir plazada, klimalarla morg gibi soğutulmuş bir ofiste dinledigini ve o zaman bu şarkının seni nasıl mutsuz ettiğini hatırlıyorsun. bazı aşklar gibi bazı şarkıların da yeri ve zamanı var. beklemeli...
(efenim "aşkın yeri, zamanı olmaz" diyenler olacaktır şüphesiz, lakin burada bazı aşklar kast edilmektedir, yazar bilmektedir)
2 yorum:
Neocuğum,
Bu ada hangisi?
Bozca olanı mı? =))
ekmekci kız, (sonuna "cığım" getiremiyorum yahu senin isminin, kısaltma mı kullansam E.K'cıgım diye, o da bi tuhaf, neyse)
evet, bozca olanı :)
Yorum Gönder