ankara, ankara...*


geçen gün elektra'ya rüyamda moskova'ya gittiğimi, soğan kubbeleri gördüğümü vs. yazmıştım, o da sana yol görünüyor demiş idi, ne kadar haklı çıktı. bu haftasonu ankara'dan dönerken, gelecek cuma akşamı da yine aynı yollarda olacağımı düşündüm. neyse ki bu kez fırtına bey de olacak.

ankara korktuğum kadar sıkıcı geçmedi, toplantı hareketliydi, arkadaşlarla yemek ve sohbet çok güzeldi, sonbaharda ankara sokakları şahaneydi. yine güzel bi yerlerde tatlı yedik, eve dönüp kendimizi çaya ve bitki çaylarına verdik. evin kedisi sıska siyami'nin kış gelince tüyleri kalınlaşmış, gözüme güzel göründü bu sefer :) (bkz flickr'ın neo/badem sayfası)

gündüz yolculuğu yaptım dönüşte, eskişehir-istanbul arası tren yolunun geçtiği yerlerde güze özgü bir renk cümbüşü hakimdi, sarılar, kırmızılar, kahverengiler, tepelerden inen sis. kitabın (korkma ben varım) dörtte üçünü bitirdim, okurken bloga nasıl yazarım diye düşündüm sık sık. restoranda bir çorba içtim, vagonları dolaşan çay-kahve arabasından da bol bol çay.. keyfim yerindeydi, dedim sıkıcı değildi tamam ama yine de ankara'nın dönüşü güzel bea :)

*bu ikileme modası yeni çıktı, "bornova bornova" filmi ödül aldı ya, ondan beri dalgamızı geçiyoruz, nerden çıktı bu kardeşim, eskiden bi "new york new york" vardı diye. "hayrabolu hayrabolu" demek isterim bu noktada :) (eski yazılarımdan birinde bahsetmistim, cocukluğumun geçtiği kasabadır kendisi)

photo by jennifer woodward.

7 yorum:

elektra dedi ki...

:) hayrabolu hayrabolu ha? çok güldüm ve bir artırıyorum, ' bozüyük bozüyük' . bu arada, beni ciddiye al neocum, beni ciddiye al:) yol var dedimse, o yol yapılacak. o kadar.:)

endiseliperi dedi ki...

:)neo'cuğum ne zaman gelsem, gülüyorum, içimde kıpır kıpır bi şeyler oluyor burada. ankara'da eğlendiğin için, ankara güzeldi, filan dediğin için belki de bu sefer daha bir şey oldum. bilmediğim nedenlerle ankara benim memleketim sanıyorum. çirkince, yeteneksiz çocuğummuş ankara'da birileri övmüş gibi onu, coşkulu bir sevinç duyuyorum. ankara'nın güzü çok güzeldir ve ankara'da kedili bir evde sohbet etmek, arkadaşlık etmek filan çok başkadır.

ne güzel, haftaya yine gidiyorsun. hem de fırtına beyimizle! hem de trenle (değil mi?). yani ne hoş bir plan. bu haftasonunun gelmesini ben de seninle birlikte iple çekeceğim o halde.

öpüyorum çok.

Lilium Bosniacum dedi ki...

:)) vagonları dolaşan arabada çikolatalı kurbağa yok muydu? veya balkabağı suyu? :))

neo dedi ki...

elektra,

bozüyük bozüyük de iyiymiş bak :)

hiç seni ciddiye almaz olur muyum? sen yol diyorsan yoldur, hatta dört haftasonu üstüste yoldur (ankara, ankara, denizli, eskişehir). rüyamdaki gibi moskova'ya gitmiş kadar olacağım nerdeyse :)

...

periciğim,

bu ara iyiyim, o da yansıyordur yazılardan. canımı sıkan ufak tefek şeyleri dert etmiyorum, güzel kitaplar aldım, mutfakta vakit geçiriyorum, yemekler, ekmekler vs, spora başladım, üşenmeden gitmeye çalışıyorum, çok iyi geliyor. sebepsiz yere mutlu çıkıyorum spor salonundan :)

ve evet bu haftasonu da gidiyorum ankara'ya, bu sefer fırtına bey'in işleri var, yine aynı kedili evdeyiz, yetiştirebilirsem arkadaşıma iphone kılıfı örme sözü verdim, nasılsa haftaya yine gelicem diye :) mor, kahverengi ve açık yeşil iplik almam lazım. belki fotoğrafını çeker koyarım sayfaya.

ben de seni öpüyorum çok.

...

lillium,

aa doğru dedin bak, yazarken aklıma gelmedi hiç, hogwarts treni göndermesi yapabilirdim. ben tuhaf tuhaf tadı olan şekerlemelerden isterdim :)

Lilium Bosniacum dedi ki...

bertie botts binibir çeşit şekerleme (every flavour beans) :)

metin dedi ki...

ankara'nın istanbul'a dönüşü güzeldir diyenler haltetmişlerdir; tam tersidir.

bir de, ankara ve eskişehir'in ikisine birden gitmek ne güzel!

neo dedi ki...

metin bey,

bu seferki ankara seyahatlerimden memnun döndüm, bunda sevgiliyle tren yolcuğu yapıyor olmanın da katkısı var tabiy :) hava da pek güzeldi bu haftasonu, istanbul siste kaybolurken biz masmavi sonbahar göğünde parlayan ankara güneşinde kemiklerimize kadar ısındık. perşembe günü de denizli yolcusuyum, bakalım oralar nasıl?